08 Ekim 2013

Mürdüm erikli turta...;)♥☺♥☺


Zamanı geçti geçiyorun son demlerinde yakaladım mürdüm eriğimi ve hemen lezzetine lezzet katmak için koştum mutfağıma...;)

Ekşili tat severlere sevgiyle ve de muhabbetle tavsiye edilir...;)

Malzemeler:

*3 adet yumurta
*1 su bardağı toz şeker
*1 su bardağı süt
*1 su bardağından 2 parmak az sıvı yağ
*2 yemek kaşığı kaymak yahut krema
*2 yahut 2,5 su bardağı elenmiş un (dikkatli ilave edin zira her zaman söylediğim gibi unun markasına göre kıvam değişiyor)
*1 paket vanilya
*1 paket kabartma tozu
*tarçın
*ceviz içi
*yarım kg. mürdüm eriği
*1 yemek kaşığı esmer toz şeker

Hazırlanışı: Öncelikle oda ısısında ki yumurtalarımızı toz şekerle bir güzel çırpalım akabinde sıvı yağ ve kaymağımızı (yahut kremamızı) ilave edelim tekrar çırpalım son olarak elenmiş un, vanilya, kabartma tozu üçlüsünü de yavaş yavaş karışımımıza ilave edelim ki birden yoğunlaşmasın zira istediğimiz likit bir kıvam...;)hazırlanan hamurumuzu yağlanmış tepsimize itinayla dökelim ve üzerine dilimlenmiş eriklerimizi; balık sırtı formunda dizelim. Son olarak çekilmiş ceviz içi, tarçın ve toz esmer şekerle hazırladığımız karışımı üzerine serpelim (esmer şekerim yoktu bundan mütevellid bendeniz piştikten sonra pudra şekeri kullandım oda güzel oldu artık sizin elinizde de hangisi varsa) ve fırınımıza koyup 180 dereceye ayarlayıp pişmesini bekleyelim. Piştikten sonra aynı formda başka bir tepsiyle üzerini kapatalım ki yumuşacık olsun...;)ılımış ve yumuşacık hale gelmiş mürdüm erikli turtamız, sevdiklerle paylaşılmak üzere hazırdır efendim afiyet olsun...;)

Dipnot: Arzu edilirse, ikramda yanına dondurma yahut üzerine şanti ilave edilebilir...;)♥♥♥

Postumu bugün tüm gün dilime dolanan şarkı ile nihayetlendirmek istiyorum...;) hepinizi seviyorum...dostça kalın...;) ♥♥♥


İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok...

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun dostlar buyurun

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok...

Hiç yorum yok: