11 Kasım 2009

Çakma kruvasan ve sucuklu poğoça;)



Geçen gün canım kruvasan çekince dedim dur ben şimdi bununda çakmasını yapar ortaya çıkarırım vallada oldu yani;) ne mi yaptım? aldım milföy hamurunu buzluktan, koydum içine yazdan hazırlamış olduğum kayısı marmelatımı ve bolca cevizimi, bohça şeklinde kapattım ve pişridim çıkıncada üzerine pudra şekeri, sıcak sıcak mis gibi taze demlenmiş çayın yanında kırıntısı kalmadı diyebilirim;)de aldığımız yüklü karbonhidrattan mıdır nedir pek bir ağırlaştık günün sonunda...tartıya bir çıkalım ki birde ne görelim! şeker yağa dönüşmüş ve ben ogün yürüyüş yapamadığımdan mütevellit kilo almamış mııyım? lakin ben mutlu ailem mutluyduk çünki an'ı yaşadık ve hazır lezzetten tat aldık; yaptım pişman değilim;) sizde arada yapın böyle şekeri yağa dönüştürme çılgınlıkları pişman olmazsınız;) Rahmetli cici anneannemin beylik olmuş bir lafı vardı; Kızım yiyin yarayışlıyken; giyin yakışırken yani şöyle izah edeyim: gençken yiyin nasılsa ilerde perhizden yiyemiyeceksiniz; gençken yakıştırıken giyin nasılsa ileride istesenizde yakışmıyacak giydikleriniz...;)))




Gelelim ikinci tarifimize; un , yağ, yoğurt, tuz, kabartma tozu; yoğurduk, güzel, ele yapışmayan bir hamur elde ettik içini sucuk, kaşar ve kırmızı biber ile şenlendirdik kapattık, üzerine yoğurt evet evet yanlış duymadınız yoğurt sürdüm hem kızarmasını sağlıyor hemde yumurta kokusu sevmeyenler için biçilmiş kaftan oluyor;) ve fırın.

Tariflerim göz kararı, el lezzeti oldu bu seferde... mazur görünüz sevgili dostlar;)

Muhabetle...