22 Mart 2007

Bey pazarı(Takılar ve değerli taşlar) 2

Veee işte hanımlar; gözlere şenlik takı ziyafeti...


Ametist taşının fiziksel etkileri;

*Göz hastalıklarına, alerjiye, baş ağrılarına ve kalp rahatsızlıklarına iyi gelir.
*Negatif elektrik yükü taşıdığından dolayı; bedendeki fazla elektrik yükünü toplayarak beyin gücünü yükseltir.
Metafiziksel ve pisikolojik etkileri;
*Bulunduğu çevredeki olumsuz enerjileri temizleyip dönüştürür. Sadece odanın herhangi bir yerinde durması bile olumsuz enerjileri toplayıp pozitif enerjiye dönüştürmesi için yeterlidir.
*Kişiyi rahatsız eden takınaklı düşünceleri uzaklaştırıcı ve yatıştırıcı bir etkiye sahiptir. Koyu mor ya da çok açık renkli olan ametistler en güçlü enerjiye sahip olan ametistlerdir.
*Uykusuzluk çekenlere iyi gelir. Eğer uykusuzluk sorunu yaşıyorsanız; ametisti yatmadan önce bir süre elinizde tutun ve sonra yastığınızın altına koyarak yatın. Sorununuzun nasıl düzeldiğini göreceksiniz.
*Enerji dolu bir taş olduğu için çoğu insan üzerinde canlandırıcı bir etkisi vardır. Sürekli üzerinizde taşıyabileceğiniz bir taştır. Yaydığı enerji her zaman size fayda sağlar ve olumsuzluklardan korur. Özellikle düşman tavırlı insanların arasında bulunacağınız zamanlarda bu taşı üzerinizde bulundurmaya gayret edin. Böylece sadece pozitif enerji alacağınızdan emin olabilirsiniz.
*Enerjisinin odaklandığı kişide uyum ve denge oluşturur. Yaydığı enerji doğrudan sinir sistemini etkiler. Ancak ciddi bir kişilik bozukluğuna sahip insanlar bu enerjiyle uyuşamayarak, onu rahatsız edici bulabilir.
*Pembe kuvars ile birlikte kullanıldığında aklı güçlendirir ve kalbi korur.

*Bu arada bugün Dünya su günü hatırlatmadan geçemiyeceğim zira herşeyimiz AB-I HAYATIMIZ olan suyu biraz daha tasarruflu kullanırsak şayet ileride su sıkıntısıda çekmeyiz diye düşünüyorum ne dersiniz?
Kuraklığa Karşı Haydi El Ele!

Bu yıl kış, oldukça kurak geçti... Yağışlar son yılların en düşük seviyesinde kaldı. Ankara'da 3, İstanbul'da 8 aylık su rezervinin kaldığı ve yakında kesintilerin başlayacağı konuşuluyor. Dün arkadaşım sabah radyoda dinlediği bir öneriden bahsetti. Sizlerle paylaşmak istedim, çünkü inanılmayacak kadar basit ama bir o kadar da zeki bir küçücük eylemle olağanüstü bir su tasarrufu sağlanabilir: Rezervuarlar 4-5 litre su alıyor... Rezervuardan akan su 3 litre olsa da aynı işi görüyor... Rezervuarın içine 1,5 litrelik DOLU bir pet şişe koyun. Her sifon çekişte 1.5 litre tasarruf etmiş oluyorsunuz! Bunu milyonlarla çarpın... Sağlanan su tasarrufunu düşünebiliyor musunuz? Simdi... Bu haberi tüm tanıdıklarınıza dağıtın dağıtabildiğiniz kadar. Hem ülkeye hem aile bütçesine fayda. Gelin kuraklığa karşı hep birlikte...

Bu değerli dipnottan dolayı biliwep ekibine teşekkürler...

SU GİBİ AZİZ OLABİLMEK DİLEĞİYLE...

14 Mart 2007

BEĞ PAZARI (Şimdiki namı diyar; Beypazarı) 1


Sevgili dostlar;
Bu hafta sonumuz annem ve ablamların beni ziyarete gelmesiyle oldukça hareketli ve canlı geçti...
Birlikte şöyle bir Beypazarı'nı temaşa edelim düşüncesiyle düştük yollara...
Ben şahsen gittiğim yerlerin adı nereden gelmişe önem verenlerden olmam hasebiyle öncelikle isim konusunda küçük ve hummalı bir araştırmaya girerim veeee işte mücmel sonuç;Osmanlı Devleti'nin toprak rejimi ve askeri sisteminin bel kemiğini oluşturan Tımarlı (Anadolu) Sipahi Merkezleri'nden birisi olan Beypazarı; yöredeki Sipahi Beyi'ne ve ticari, ekonomik hayatın yoğunluğuna istinaden BEĞ BAZARI diye adlandırılmıştır.
Ben dahil tüm hanımların dikkatini çekeceğini düşündüğümden öncelikle meşhur gümüşçüler sizler için ziyaret edilidi...
Beypazarı'nda özellikle gümüş işlemeciliği (Telkâri) yaygındır. El işçiliğiyle yapılan telkari gümüşleri;zarafeti,farklı tasarımlarıyla Beypazarı'nda ustalıkla oluşturulan bir sanat eseridir.


Gümüş işleme sanatı Beypazarı'na ahilik yoluyla kazandırılmıştır. Ahilik 13. yy. da Anadolu'da görülmeye başlanan esnaf ve sanatkar birliklerine verilen addır. Beypazarı halkı bu sanatı bir iş olarak kabul etmiş ve zaman içinde geliştirmiştir.
Tarih boyunca önemli bir ticaret geçidi olan İpek yolu üzerinde bulunan Beypazarı'nda gümüş madeni yoktur. Eskiden olduğu gibi bugün de gümüş, başka illerden getirilir. Külçe haline getirilen gümüşler eritilip tel haline getirilerek inceltilir. Saf halde olduğu için kolayca bükülen gümüşler, sanatkar tarafından şekillendirilerek süs eşyaları ve takı yapımında kullanılır. İşlenirken kullanılan teknik;telkaridir. Telkâri, ince telden takı süslemeciliğidir. Tel ne kadar ince olursa takının değeri de o kadar artar. Hammaddesi altın ve gümüştür. Altın pahalı olduğundan genellikle gümüş kullanılır. Gümüş takı çeşitleri; kemer, kolye, iğne, başlık ve tılsım olarak sıralanabilir. Telkârideki motifler, doğanın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanışını ve Türk zevkini aksettirir.Beypazarı'nın takıda sembolü "tılsım" dır. Tılsımın etrafı gümüşle süslenerek, kolye olarak takılır.
Bugün Beypazarı'nda yeniden oluşturulan ve hayat bulan bir çarşı içinde gümüş ustaları bir araya toplanmış ve usta, çırak ilişkisiyle bu sanatın geliştirilmesine imkan sağlanmıştır. Büyük bir sabır, el emeği, göz nuru, dikkat ve özenli işçilik gerektiren telkari tekniğiyle işlenip satışa sunulan gümüşler, Beypazarı'nda turizm potansiyelinin artmasına da katkıda bulunmuştur.
Ülkemizde yok olmaya yüz tutmuş sanat kollarımızın ve geleneksel mesleklerimizin canlandırılmasında Beypazarı'nın örnek olmasını diliyoruz.




Bir sonraki postumuzda; yakut ve zümrütlerle bezeklenmiş gümüş takılar...
Beni izlemeye devan edin;))
Muhabbetle...

01 Mart 2007

Elmalı kurabiyeler...


Sevgili dostlar;
Her birinizi her ne kadar yorum bırakamasam da (yoğun günler geçirmem hasebiyle) takip ettiğimi bilmenizi isterim...
Bugün sizleri hayır diyemiyeceğiniz bir tarifle baş başa bırakıyorum...
Büyük küçük herkesin severek tattığına inandığım pişerken kokusunun insanı mestettiği, herkesin ikram edildiğin de hayır diyemediği tat!
Genelde tam manasıyla tutturamadığım elmalı tariflerden bu sefer ki;
tam kıvamında tuttu sizlerle de paylaşayım istedim...
Malzemeler;*1 paket oda ısısında margarin
*1 adet yumurta
*1 çay bardağı yoğurt
*1 çay bardağı pudra şekeri
*kabartama tozu
*vanilya
*kulak memesi kıvamını alıncaya kadar un
İç malzemesi;*3 adet elma
*ceviz
*toz şeker
*tarçın
İç harcın hazırlanışı; elmalar soyulur ve rendelenir küçük bir tavada şeker ile pişirilir sonrasında ceviz ve tarçın ilave edilerek ocaktan alınır.
Kurabiyelerin hazırlanışı;un bir kaba alınır, ortası açılır ve margarin, yumurta , yoğurt, pudra şekeri vanilya bir güzel harmanlanır sonrasında kabartma tozu ilave edilir ve hamur kulak mememsi kıvamına getirilir...
KIvama getirilien hamurdan ceviz büyüklğünde parçalar koparılır ve elle açılır içine pişirdiğimiz iç harç konur ve yuvarlanır işlem bu şekilde devam eder ve şekil alan kurabişler tapsiye dizilir, önceden ısıtılmış fırında hafif pembeleşinceye kadar pişirilir...
Koku mutfak dahil tüm apartmanı sardıysa kurabiyelerimiz servise hazırdır demektir afiyet olsuuuun...
Not; Fırından çkar çıkmaz üzerine tarçın ve pudra şekeri elemeyi unutmayalım!
Muhabbetle...