22 Ekim 2008

Geç kalınmış kış hazırlıklarından bir bukle...



Sevgili dostlar aslında bu hazırlıklar bir ay öncesinde tamamlanmıştı lakin yayınlamak şimdi kısmet oldu:(

Bloğum son zamanlarda pek bir öksüz kaldın ammaaaa artık yeter seninle daha fazla ilgilenmeye çalışacak bu yürek;)



Kırmızı biberleri her türlü tüketmek mümkün ve dekoratif olması hasebiyle bendeniz pek bir severim kendilerini...
İşte bu yüzdendir ki ilk işim kendilerini satın alıp en pratik yöntemle; yani yıkayıp fırın tepsisine( şekil a da görüldüğü üzere;) dizip fırınlamak oldu, inanın bana soyması pek bir suhuletli;)
Soyup doğradığım biberlerimi poşetleyip derin dondurucuya gönderdim.

Yine domateslerimide yıkayıp, temizleyip rondodan geçirdim ve poşetledim hooop onlarda aynı akıbete maruz kaldılar; müebbet olmasada derin dondurucuya şimdilik gönderildi;)

Hepinizi muhabbetle öpüyorum...

15 Ekim 2008

Kış aylarına mukavemetli girebilmenin uzman dilinden püf noktaları ! u

Yaz sıcaklarının yerini serin havaya bıraktığı bugünlerde, soğuk algınlığına karşı çok dikkatli olmak gerekiyor. Diyetisyen Yeşim Çelik; kış hastalıklarından korunmak isteyenlere rezene ya da kekik çayını öneriyor..
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Diyetisyen Yeşim Çelik, kışın hastalıklardan korunmak için özellikle bol bol sıvı tüketilmesini öneriyor. Sıcak içecekler kadar, su tüketimine de önem verilmesi gerektiğini belirten Çelik, metabolizmanın kışa nasıl hazırlanması gerektiği hakkında önemli bilgiler verdi:
DÜZENLİ SPOR YAPIN
Düzenli spor yapmaya özen gösterin. Spor metabolizmanızı çalıştırmanın yanında, sizi psikolojik olarak rahatlatıp daha rahat diyet yapmanızı sağlar. Özellikle tempolu yürüyüşler, bisiklete binmek ve yüzmek mutluluk hormonu salgısını artırarak; sizi rahatlatır.
KAHVALTISIZ OLMAZ!
Metabolizmanızı iyi çalışır duruma getirmek için güne mutlaka kahvaltı yaparak başlayın. İyi bir kahvaltı ile güne başlamak hem direncinizi koruyacak, hem de diyetin yapılabilirlik oranını artıracaktır.
5 PORSİYON MEYVE
Hastalık riskinin arttığı bu dönemde, soğuk algınlığından korunmak için antioksidan içeriği yüksek olan yeşil yapraklı sebzeleri tüketin. Meyve alımını ise; günlük 4-5 porsiyonda tutun. Portakal, mandalina, nar ve kivi tüketin.
IHLAMUR İÇİN
Sıvı alımınızı artırın. Ekinezya, yeşil çay, kuşburnu, ıhlamur, rezene, anason ve kekik çaylarını soğuk algınlıklarından korunmak için içebilirsiniz.
GÜNDE 2.5 LİTRE SU!
Su vücudumuzdaki bütün metabolik reaksiyonların temel direğidir. Kışın su kaybı daha az olduğu için susama hissi azalır. Ancak su ihtiyacınızı yine de karşılamanız gerekir. Kışın metabolizmanızı çalıştırmak için susamasanız bile, günde 2.5 litre su tüketmeniz gerekir.
UCUZ SEBZE YİYİN
Kışın en ucuz olan sebze ve meyveleri bol bol yiyin. Narenciye yani portakal, mandalina, greyfurt, havuç, kivi, lahanagiller, karnabahar, lahana, brokoli, brüksel lahanası, yeşil yapraklı sebzeler, maydanoz, tere ve ıspanak A ve C vitamininden zengindir. Meyve suları yerine meyveyi direkt tüketmek, C vitamininden daha fazla yararlanmamızı sağlar.
SALATA YEMEK ŞART!
Greyfurt suyunun bazı ilaçlarla beraber alınması ilacın işlevini azaltıp, artırabildiği için özellikle hipertansiyon, diyabet veya depresyon ilaçları kullananlar; bu ilaçları greyfurt suyuyla almamalıdır. Salata ve sebze yemeklerini ana öğünlerinizde mutlaka bulundurmalısınız.
DÜDÜKLÜDE PİŞİRİN
Sebze yemeklerini pişirirken C vitamini kaybını azaltmak için sebzeleri önce yıkayıp sonra büyük parçalar halinde doğramak, haşlama sularını dökmemek, düdüklü tencerede pişirmek ve taze olarak tüketmek gerekir.
LİFLİ GIDA ALIN
Günlerin kısalması ve havaların soğuması ile birlikte, fiziksel aktiviteler azalır. Lifli besinlerin tüketiminin de azalması sonucu kabızlık kendini gösterir. Bu nedenle kış mevsiminin vazgeçilmez yiyeceklerinden kurubaklagillerin, kepekli tahılların, esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna, pirinç, erişte, un ve özellikle C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketimine ağırlık verilmelidir. Günde 10-14 bardak su içilmesi de kabızlığı önlemeye yardımcı olacaktır.
YAĞI SONRA EKLEYİN
Yemeklerde kullanacağınız sıvı yağın yararlılığı açısından, yağı yemeğe piştikten sonra ilave etmeyi tercih etmelisiniz. Yemekler zaten yağ ile pişirilmektedir. Et, süt, yoğurt, peynir, yumurta ve yağlı tohumların içerisinde de yağ bulunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; kızartma ve kavurma işlemlerinden kaçınmak, ekmeğe yağ sürmemek ve zeytinyağını bile aşırı miktarlarda kullanmamaktır. Sonuçta; sadece bir gram yağın 9 kilo/kalori enerji içerdiği kesinlikle unutulmamalıdır.

Kış aylarında alerjiden nasıl korunuruz?

Kaloriferlerin yakıldığı, halıların serildiği, battaniyelerin ve yünlü giysilerin çıkarıldığı kış aylarında alerji derdi de başlıyor! Rahat nefes almak, aksırıp tıksırmamak, elinizde mendille dolaşmamak istiyorsanız; kış aylarında çok uzun vakit geçireceğiniz evinizde, basit ama etkili önlemler alarak alerjiden korunabilirsiniz. Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nden Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Ahmet Selvi; kış aylarında alerjiden korunmanın yollarını anlattı:
HALI YERİNE KİLİM ALIN!
* Halılarınızı yıkanabilir kilimlerle değiştirin. Kilimlerinizi sık sık vakumla temizleyin.
* Yastık kılıfı, çarşaf ve nevresim takımlarınızı haftada en az bir kez değiştirin. Yüksek sıcaklıkta yıkayın ve alerjik olmayan plastik hurçlarda saklayın.
* Nemli ve rutubetli ortamlar, mantarlar ve küfler; alerji ve astımı tetikleyen faktörlerdir.
* Banyo, tuvalet, bodrum katları gibi ortamlar; mantar ve küflerle yoğun bir şekilde kirlenir. Yeterince temizlenmeyen ve bakımı yapılmayan nemlendirme ve soğutma sistemlerinde çok kolay ürerler.
* Banyo ve tuvalet gibi ortamlarda halı ve tüylü parçalar kullanmaktan mutlaka kaçının. Nemli, rutubetli ve kötü kokan halılardan kurtulun.
MUSLUKLARI TAMİR EDİN
* Banyo ve tuvaletlerde köşeleri ve lavabo altlarını çamaşır suyu ile temizleyin. Sızıntı yapan, yüzeyin sürekli ıslak ve nemli olmasına neden olan çamaşır makinesi, lavabo, su boruları ve muslukları onarın. Havayı temizlemesi için klima da kullanabilirsiniz.
* Evde beslenen hayvanlar da önemli bir alerji nedenidir. Hayvanların tüyleri, dışkı, idrar ve salyaları ile beslenmelerinde kullanılan mamalar; alerjiye neden olabilir. Ev hayvanlarınızı yatak odanızdan ve alerjik kişilerin uzun süre vakit geçirdikleri yerlerden mutlaka uzak tutun.

06 Ekim 2008

Mutlu bir bayramın ardından...



Sevdiklerle kutlanan tatlı telaşlı bir bayramı daha nihayetlendirdik...

Siz sevgili muhabbet gönüllüsü dostlarımın geçmiş lakin tadı damağımızda kalmış bayramlarını en yüce duygularla tebrik eder daha nice latif bayramları sevdiklerinizle geçirmenizi temenni ederim iş ki mutluluk acıyla, savaşla, açlıkla, felaketle gölgelenmesin...

Yine ocaklara ateş düştü, yine ciğerlerimiz dağlandı ve yine sabi-sübyanlar öksüz hanımların boynu bükük kaldı...

Söylenecek çok kelam var lakin ciğer yanık, dimağ duruk!

Bu bakımdan sözü söz ustasına bıraktım buyurunuz efendim...


Cehennemde olsa gelen,gögsümüzde söndürürüz

Bu yol ki hak yoludur dönmek bilmez yürürüz

Düşermi tek taşı sandın harimi namusun

Meğerki harbe giden son nefer şehid olsun.

şu karsımızda mahser kudursa çıldırsa

Denizler ordu! bulutlar donanma yağdırsa.

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar

Taşıpda kaplasa afakı bir kızıl sarsa,

Degilmi cephemizin sinesinde iman bir

Sevinme bir ,aci bir ,gaye aynı vicdan bir;

Degilmi ortada bir sine çarpıyor yılmaz

Cihan yıkılsa "emin ol bu cephe sarsılmaz"!


“zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevmem,
gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövemem
biri ecdadıma saldırdı mı... hatta boğarım boğamazsın ki..
hiç olmazsa yanımdan kovarım
üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
hele hak namına haksızlığa ÖLSEM tapamam”

Mehmet Akif ERSOY