26 Kasım 2010

YAR bende YARA bende...;)



Harelenmiş yürek! Acılara efsunlu bir bakış atmakta… Bu bakışlar sızılardan kaçmakta…
Sevgili Üstat Necip Fazıl’ın dediği gibi; Hep yar dediklerin mi açardı yara? Bendenizde diyorum ki; yoksa sendeki YÜREK mi kara?
Çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına! Deyip başladım kendime, özüme, içime yolculuğa…
Her durakta O çıktı karşıma!
Yollar çetrefilli, meşakkatli ve de engebeli olsa da bir tek O verdi bana hayat ve de güç!
Sağduyu, erdem, vicdanımın yapı taşları onardı yüreğimi, dumura uğramış hücrelerim yenilendi…
Açıldı kapılar ardına denk ve de saçıldı gülücükler sonsuza denk…
Sevdiklerime GÜL veremedim belki lakin gülü gülüverdim sakin…
Anladım ki sadece kabullenmeli İNSAN!
Anladım ki sadece hoş görmeli İNSAN!
Anladım ki sevivermeli İNSAN!
Değiştirmeye çalışmak ya da olana alışmak…;)
Bu gönül fakiri tecrübe etti ve deneyimle di ki ; Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi olması gerekenden daha fazla değiştiremiyorsun…
Peki öyle olsun!!!
Olsun! Gönüller bir olmasa da ŞEN olsun.
Olsun! Doğrular bir olmasa da EĞRİ olmasın.
Olsun! Kardeşlik bir olmasa da DOSTLUK olsun.
Olsun! Renkler bir olmasa da içimiz RENKLİ olsun.
Olsun! Diller bir olmasa da NAMELER bir olsun.
Olsun! Umutlar bir olmasa da YARINLAR bir olsun.
Olsun! Kültürler bir olmasa da HOŞGÖRÜ bir olsun.
Olsun! Yollar bir olmasa da DURAKLAR bir olsun.
Hancı misali kucaklayalım herkesi! Olduğu gibi yalın ve dupduru…
Misafir edelim gönül hanemizde, hoşbeş edelim gönlümüzce…
Harflerde saklı duygular kelimelere hayat versin ve sonunda nizalar sona ersin vesselam.
Şükran Altun Battal.
Muhabbetle…;)

25 Kasım 2010

Pratik cheese cake;)





Bakınız bir önceki kayıtlardan;)

Yazımız gelecek lakin azzzz sonraaaaaaaaa;)!!!
Şimdilik muhabbetle...

01 Kasım 2010

MİDYE TATLISI;)



Duyarsız gönüllerde dolaşmak istedi bu yüreğim... Neden mi? yürekteki kara delikleri görmek için belkide...

Bu kadar bencillik bu kadar enaniyet niye? Kainatta herşey insana hizmet etmekle görevlendirilmişken; bu insanoğlunun kendi yörüngesinde yaşam arzusu niye?

Halbuki tadılmış olsa idi faydalı olma aşı; nasılda mesrur olurdu, mutmain olurdu yürek çemberi...

Çehreler donuk, simalar asık, kalpler buz-bulanık ve çetrefilli...
Umutsuz olmak yakışmaz bize lakin umudumun simsarı oldu bu çehreler günbegün itidalsiz...

Bu günlerde karalandı aklar, silindi maziden gelen efsunlu güzellikler; nitekim eskinin edebi, hürmeti ve bereketi ; yeninin teknolojisi, hızlı ve zamansız ve de amansız yaşamına kalboldu gitti...
Gitme dedim nafile! gözümün yaşıyla birlikte gitti...:(

Ben fukarada bu mülahazadayken kalkar ve midye tatlısı yapar mı? yapar...;)
Neyse muhabbet gönlümün nadide dostları işimiz paylaşım, işimiz yeni lezzetlere gurmelik edecek sizlere sunum;)

Malzemeler;
*1 adet yumurta
*1 çay bardağı süt
*1 çay bardağı sıvı yağ
*Yarım paket yaş maya
*Bir çimdik tuz
*Alabildiğ kadar un
*1 su bardağı ceviz içi
*1 çay kaşığı karbonat

Açmak için; Nişasta
Üzerine sürmek için; tereyağı

Şerbeti;
*3,5 su bardağı şeker
*4 su bardağı su (aslında 3,3 lakin kaynama esnasındaki buharlaşma payı olarak her zaman suyu fazla koyarım)
*Yarım limonun suyu
Not; Şerbetimizi tatlıya başlamadan önce hazırlayalım ki bir yanda soğusun; fırından sıcak çıkacak olan tatlımızla zaman kaybetmeden buluşsun ve o neffis tatlı muhteşemi oluşsun)

Hazırlanışı;

Ilık süt ve yaş maya derince bir kapta az biraz kabartılır, sonrasında yumurta ve sıvı yağa ilave edilir ve çırpılır. Bir kenarda un, kabartma tozu ve tuz halleştirilir ve mayalı karışıma yavaş yavaş ilave edililerek yoğurulur. Ele yapışmayan bir hamur haline gelen şahanemiz 12 parçaya bölünür ve nişasta yardımı ile tatlı tabağı büyüklüğünde 6 lı iki set halinde açılarak üst üste konulur ve takrar nişasta yardımı ile büyükçe açılır açılan hamurumuz sıkıca sarılır ve buzdolabında bir saat kadar bekletilir, dolapta kıvam almış ve birazda kesilmeye meyyal hale gelmişş olan hamurumuz halka halka; birer parmak arayla kesilerek, midye şekli verilerek içine de ceviz koyularak sıra sıra selviler misali yağlanmış tepsimize; üzerine tereyağı muhteşemi sürülerek dizilir ve 180 derecelik fırınımıza gönderilir ,çıkınca soğumuş olan şerbetle buluştuurlur ve dinlendikten sonra sevdiklere ikram edilir;) eee hazır bayramda yaklaşıyorken; damak tadı ve görüntüsü ile bir o kadar şık olan tatlımız tarif defterlerinizde arz- endam eder artk ha ne dersiniz?

Afiyet, bal, şeker...
Muhabbet nizaya beş çeker;)))