19 Kasım 2008

Söylesem tesiri yok; sussam gönül razı değil! (Fuzuli)



Yüreğimi koymuşlar mezarlık başına; ıssız dehlizlerde kürek çekmekte; savruk, ürkek ve kırgın...neden, niçin diye sormadan; fütursuz ve bir başına, yalın...

Salıncakta bırakmış çocukluk sevinçlerini, oyun parklarından almış coşkulu geleceğini...Fırtınalı geleceğe; zehir saçmış güle, heybetsiz gülüşe gidiyor umarsız belkide duyarsız...

Tutarsız davranışlar sergilemekte günlerdir; Annesinden tokat yemiş akabinde yine Onun şevkatli kollarına sığınmış bir yavru misüllü bir yürek!

Sergüzeşt nağmeler; harf olmuş, kelime olmuş, cümle olmuş...

Söz olmuş, şiir olmuş, yazı olmuş, ders vede dert olmuş yüreğine...

Ders olmuş lakin algıları küflenmemiş ,nasır bağlanmamış, taş gibi kaskatı kesilmemiş olana!

İç hanesinden tenine zümrütler saçmış; aklı ve mantığı özüyle izdivaç yapmış olana...

Diyargam bir o kadar da nerdeyse toplumun gidişatından holigan olmaya temayül gösteren bu yürek; zannedermisin ki bu kadar aciz, garip vede mukavemetsiz!

Hayır elbette ki değil!

Bir silkinse bir kendine gelse;durur mu sanırsın önünde ne haybetli dağlar, ne alev topları, hoyrat denizler!

Yıllar törpülemişse gözyaşlarını, almışsa gözünden; alabilirmiydiki özünden vede sözünden?

Elbet birgün sabah olur, gün ağarır, ağarırda doğuruverir tüm mehasinlerini kayralarını...

Doğum sancılıdır, acılıdır, ızdıraplıdır...lakin sancı çekmeden çocuğun kıymeti bilinemiyeceği gibi zahmetsiz rahmet olamıyacağı gibi;ince sızılar çekmeyen gönüldende kainatı ihata edecek kuvvetli serzenişler çıkmaz çıkamaz...

Sitem dolu sitayişler tatlı bir yavrunun minik kalbinden dudaklarına dökülen bir eda ile munis, yumuşak, ballı ve de zülfiyare dokunanından olmalı ki tesir etsin;)

Ey yürek!

Bela mısın yoksa deva mısın ömrüme?

Belanla deva olacaksan hoşgeldin ömrüme...

Şükran Altun Battal.

Muhabbetle...