29 Aralık 2005

YENİ BİR YILA UYANMAK...


Selam dostlar!
Yeni bir başlangıç dedik; evet geçirdiğimiz yılların farkındalığını yaşamanın zamanı geldide geçiyor bile...
Ne demişler; geçen gün ömürdendir...
Öncelikle işe ; kendimizi analiz ederek başlayabiliriz ne dersiniz?
Sağlığımız, yaşamımız, sevdiklerimiz...
Sonrasında etrafımıza dönüp bir seyran edelim;
iyilik, güzellik adına ; yaptıklarımız, yapamadıklarımız...
Hayatımızın meşakkatli, zamanın ise sabun misali elimizden kayıp gidişini izlerken geride latif izler bırakmasına müsade edelim.Hareket gerekli lakin durağanlğı yaşamımıza ritimle birlikte sokalım ki; geride yorgunluğu kalmasın!
Yaşam hep ; gülezar, lalezar değil!
İnişli-çıkışlı bazen dalgalı, parçalı bulutlu, dik yokuşlu, sarp kayalıklı...
Bazen Ağrı dağına tırmanmak gibi meşakkatli, bazen Konya ovasında dolaşmak gibi suhuletli ve coşku verici...
Hayat; zıtlıklarla güzel; nasıl ki; gece olmazsa gündüzün kıymeti, kötü olmazsa iyinin kıymeti bilinmez! aynen öylede hayatımızdaki elemli günler; sürurlu günlerizi şükür içindir diye düşünüyorum!
"Yaşamımızdaki işlediğimiz hataların çoğu, düşünmemiz gereken yerde hissetmekten, hissetmemiz gereken yerde düşünmekten ileri gelmektedir."diyor; John Colbins
Sözün özü arkadaşlar; 2006 yılından itibaren; öfkemizi sükut limanına çekelim, kısır düşüncelerimizin girdabından kurtulalım, haset ve ihtirasların fersah fersah uzaklarında yaşayarak; gülün kokusunu imbikten süzüp sevdiklerimize ter olarak verelim...
SEVGİYLE VE DE MUHABBETLE...

25 Aralık 2005

KAHVALTI SOHBETİ...

Sevgili dostlar! Candancığım ve Beyhancığım beni kahvaltı anketi için sobelemişler...
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına...


1-Normal bir günde nasıl kahvaltı yaparım?
—Kahvaltı benim için çok önemsediğim bir öğün olmasından dolayı; özenli yapmaya gayret gösteririm!
2-Hafta sonu nasıl kahvaltı yaparım?
—Hafta sonu kahvaltılarımız biraz daha özenle hazırlanır; sofra; kek, börek ve de değişik yapılmış(yumurta salatası, közlenmiş kırmızıbiber, patlıcan vb.) yiyeceklerle süslenir.
3-Belirli aile gelenekleri veya inanışları ile büyüdün mü?
—Aile bireylerinin eksiksiz sofrada bulunması yeterlidir.
4-Beslenme çantanı düşündüğünde neler hatırlıyorsun?
—Annemin yaptığı; nefis çikolatalı kurabiyeleri ve canım reçelli berlinerleri…
5-Benim için lüks kahvaltı nedir?
—Sevdiklerimizle birarda olduğumuz kahvaltı sofraları hep gözüme lüks gözükmüştür. Malum gurbette ve sevdiklerimizden ayrıyız…
6-Nerede, nasıl kahvaltı etmek isterdim?
—Doğal ortamlar tercihimdir; şırıl şırıl akan bir dere, yemyeşil bir alan, masmavi ve alabildiğine özgür bir gökyüzü…
7-Hayatımda hatırladığım özel bir kahvaltı var mı? Onu özel kılan nedir?
—Özel olan güzeldir! Özeli güzel yapanda öncelikle ortamda bulunan insanlardır!
Bizler için özel günler; bayramlardır! Babam rahmetli olmadan önceki bayram kahvaltıları muhayyilemden hiç çıkmayacak derecede özeldi.
8-Kahvaltı masasında eksik olmasını istemediğiniz başka bir şey var mı?
—Benim için olmazsa olmaz tek bir eksik vardır; oda çaydır.
9-Kahvaltı konusunda söyleyeceğim, ekleyeceğim bir şey var mı?
—Kahvaltının çok önemli bir öğün olduğunu savunanlardanım; büyük, küçük herkesin bu özel ve güzel öğüne mümkünse ailece vakit ayırmasını diliyorum…
Güne daha enerjik ve mutlu başlamak adına…
10-Kahvaltıya önereceğim bir tarif var mı?
—Olmaz mı? Benim sıkça yaptığım pratik bir puf böreği tarifim;


MALZEMELER;-1 bardak yoğurt
—1 adet yumurta
—kabarma tozu
—alabildiğine un (kulak memesi kıvamı)
—tuz(damak tadınıza göre)
TARİF; malzemeleri bir güzel yoğurun ve hamuru dinlendirin. Dinlenmiş ve kendine gelmiş olan hamurumuzu açıp, keselim ve kızgın yağda kızartalım.


AFİYET OLSUN!

Son olarak altın öğün kahvaltı için minik uzman bilgileri;

-Kahvaltı; demir, fosfor, kalsiyum ve protein açısından gerçek bir kaynak olup uyanır uyanmaz gereksinim duyulan tüm besinleri karşılayıp, büyük işler başarmak için vücudu hazır hale getirir. sanılanın aksine, kahvaltı yapmamak kilo almaya neden olur. kahvaltı yapılmadığında metabolizma yavaşlar, vücut koruma sistemini devreye sokarak yağ depolamaya başlar.

-En iyi kaynağın buğday olduğu B1 vitamini; besinlerden alınan karbonhidratı enerjiye dönüştürür. Buda depresyon ve zihinsel yorgunluğu engeller.

- Kahvaltı etmemek, sürekli yorguluk hissine, strese ve konsanrasyon güçlüğüne neden oluyor.

21 Aralık 2005

EVLİLİK ÜZERİNE...

Dejenere olmuş günümüz günübirlik ilişkilerine inat; evlilikte onuncu yılımıza girmiş bulunmaktayız...

Sözün bittiği yerden; şiirle devam edelim!

Meli/Malı Evlilik

Evlilik İki rengin uyumudur Birbirine karışmadan Birbirini karıştırmadan Varolmak yanyana. Evlilik İki rengin uyumudur Ben kırmızı, sen sarı Sen soldurmadan Ben kızartmadan utançtan. Evlilik İki rengin uyumudur Ben kırmızı, sen sarı Galatasaraylı olmaktır Saraylara layık Asil olmak, asil kalmaktır.
Evlilik İki rengin uyumudur Ben beyaz, sen siyah Beşiktaşlı olmaktır birlikte Asaletle süzülmektir Yıldızlar okyanusunda.
Evlilik İki rengin uyumudur Ben sarı, sen lacivert Fenerbahçeli olmaktır Sarı sarı kalabildiğince Lacivert maviye dönmedikçe.
Evlilik Üç büyüklerden biri olmaktır. İki ayrı bedenin Gönül birliğiyle. Ama ideal bir evlilik Galatasaraylı olmaktır AB standartlarında Bazen üstünde hatta Başarıyla kazımaktır İki bireyi Ortak bir yaşama.
Evlilik Hani ideal olanı Sonbaharda sarılar içinde Kurumadan ve solmadan Kıpkırmızı bir gül kalmaktır Kumrulara öykünmüş Bir çift aslan olarak.

Erdal Alga

15 Aralık 2005

YILAN KOLYE VE HİZMET ÜZERİNE...

Bryant S. Hinckley'den; Hizmet, büyük şahsiyetlerin bir vasfıdır. Havarilerine şeref madalyası takar. Bu dünya'nın iki büyük grubunu; yani yardım edip katkıda bulunanlarla, engel olup sadece tüketenleri birbirinden ayıran bir çizgidir. Almaktansa vermek ne kadar güzeldir!
Hizmet etmek zarif bir erdemdir. Cesaret aşılamak, ilgi göstermek, korkuyu gidermek, gönüllerde ümit yeşertmek, kısacası sevmek ve bunu göstermek, insanlığa sunulan en büyük hizmettir!
Ümit ederim ki; bizlerde ikinci gruba dahil olanlardan oluruz!
Çok hoşuma gitti, paylaşayım istedim! (bu konuda da yorumlarınızı bekliyorum!)
Şimdi takıp takıştırma zamanı! e hadi buyurun;
Sizler için potpori olarak hazırladığım takıları; sırası geldikçe paylaşıcağım!

İşte bunlardan ilki;

yılan kolye; misinaya; boru ve kum boncuklar, döne döne dizayn ediliyor!

Biraz daha açacak olursak; 0,20 mm'lik misinanın önce ucu yakılarak düğüm haline getirilir. sonra; bir kum, bir boru boncuk(her ikisinden de üçer tane olucak şekilde) üçgen oluşturulur ve bu üçgenin üzerine dönerek; bir kum bir boru şeklinde devam edilir!
Önden ve arkadan görünüşleri...

11 Aralık 2005

ŞEKERPARE TATLISI (en garantisinden...)


Arkadaşlaaaaaaaaaaaaar! bir haftadır yoktum acaba nerelerdeydim? (hoş gerçi Candan arkadaşımdan başka merak eden olmamamış ama! neyse...) nerede olucam tabikide buralardaydım lakin modem arızalıydı! hani merak etmişsinizdir diye yazdım!
Sevgili arkadaşlarım! bugün eşimi Fransa'ya uğurladım ve dün akşam onun şerefine yapılan (ki kendisinin en sevdiği tatlılardan birisidir!) şekerpare tatlısı; paylaşayım istedim!

MALZEMELER;*2 adet yumurta.

*1 su bardağı pudra şekeri.

*yarım paket margarin.

*yarım su bardağı irmik.

*2 su bardağı un.

*vanilya, kabatma tozu.

ŞERBETİ İÇİN; *3 su bardağı su.

*3 su bardağı şeker.

*yarım limon suyu.

HAZIRLANIŞI; yumurta, pudra şekeri, margarin bir güzel yoğrulur. Diğer malzemeler naif bir şekilde karışıma ilave edilir. Sonrasında şekil verilen ve üzerine yumurta sarısı sürülen parelerimiz tepsiye dizilir (findukları unutmayalım!) ve fırına gönderilir! fırından çıkan canım şekerpareler şerbetle buluşturulur!(şerbet malumunuz; şeker ve su kaynatılır, indirmeye yakın limon suyu ilave edilir ve tabiki de soğutulur.)

Tarif garantidir! sevenlere sevgiyle tavsiye edilir!

AFİYET OLSUN...

03 Aralık 2005

BANA ELİŞİNİ SÖYLE...

Sevgili Semanur (akçahan) arkadaşım tarafından sobelendim! (sobe cevapları üst üste geldi kusura bakmayın canlar!) alınız buyurunuz efendiiiiiiiiiiiiiim;
ELİŞİNİ SÖYLE SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM;
1-İlk elişi yapmaya ne zaman başladınız?
—Zannedersem 6- 7 yaşlarındaydım; annemin yaptıklarından heveslenip, tığla bir şeyler yapmak istediğimde, annem elime bir adet tığ ve yumak verip zincir çektirmişti (sayılırsa tabii…).
2-İlk yaptığınız elişini saklıyor musunuz? Fotoğrafı var mı? Peki, en çok sevdiğiniz elişi hangisi gösterebilir misiniz?
—Saklamıyorum hatta nerede olduğu konusunda bile bir fikrim yok. (ne yazık ki…)
—Arkadaşlar; itiraf etmek gerekirse, benim elişi sevgim biraz keyfe keder, canım o an ne ile meşgul olmak istiyorsa; benim için en sevdiğim elişi o oluveriyor.
3-Günde elişine ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
—Günlük elişine zaman ayırmışlığım yoktur. Yukarıda da bahsettiğim gibi; benim için elişi anlık gelişen bir uğraşı…
4-Bilmediğiniz veya öğrenmeyi istediğiniz elişi var mı?
—Sayılırsa; yağlı boya resim yapmayı da öğrensem fena olmaz diye düşünüyorum.
5-“Bundan sonra sadece tek elişi tarzında çalışacaksınız” desek, ne seçersiniz?
—Demeseniz iyi olur, tek bir tarz beni sıkar arkadaşlar…
6-Sizce en zor elişi hangisi neden?
—Dikiş olsa gerek diye düşünüyorum; dikiş dikmeyi bilenlere hep imrenerek bakmışımdır lakin sıkıcı ve detaylı olduğunu düşündüğümden dolayı öğrenmeye yeltenmedim.
7-Yaptığınız elişiyle ilgili “mutlaka olması lazım” dediğiniz bir şey var mı? (renk, model, kullandığınız aletler, yardımcı unsurlar…)
—Olmazsa olmazım; heves ve haleti ruhiye.
8-Yaptığınız örneklere isim nereden buluyorsunuz?
—özellikle isim koymam kendiliğinden gelişir. Birçoğu da isimsizdir zaten.
KİM OLDUĞUNU SÖYLE, SANA ELİŞİNİ SÖYLEYEYİM;
—5 kelime ile kendini tarif eder misin? (istersen 15 kelime de olur, sınırlama yok.)
—İnsanın kendini anlatması kadar zor bir şey olamaz diye düşünüyorum. Fakat istenilmiş isteklere cevap babından bir şeyler karalayayım; güldüğünde etrafını ısıtacak kadar sıcaklık verebilen lakin negatif enerji aldığı ortamlarda içine kapanan ve mesafeli gözüken, kendini geliştirmeyi seven, çoğu zaman hoşgörülü ve demokrat, özgürlüğüne düşkün, iyi bir sırdaş, duygusal (toplum içinde çok fazla belli etmeyen.), anlaşılmaz (çözmeyi bilmek lazım), sinirli, (her ne kadar toplum içinde belli etmemeye çalışsa da).
Arkadaşlar daha fazla uğraştırmayın da beni, gidin kova burcunu okuyun. (tipik bir kova kadınıyım işte…)
1-Mümkün olsa şu şöyle olsaydı dediğiniz bir fiziksel özelliğiniz var mı?
—Haddime mi düşmüş! Yok. Allaha şükür!
2-Kendinde beğendiğin bir özelliğin var mı?
—Merhametli ve de tutumlu oluşum diyebiliriz.
3-Keşke böyle olmasın dediğiniz huylarınız var mı?
—Asabi olduğum söylenir olmasaydı iyi olurdu. ( kontrol etmeyi öğrenmeye başlamış olsam bile…) olaylara daha serinkanlı yaklaşmayı isterdim.
4-Bu soruyu sizler cevaplayacaksınız; sanal arkadaşlarınla yarın önceden belirlediğiniz yerde buluşacaksınız; nasıl birini bekliyorlar? Nasıl birini görünce; aa! bu şükran diyecekler?
Sobeleme hakkımı haşarı kızımız; Candan’dan yana kullanmak istiyorum.
Sevgili Serra; itiraf etmeliyi biraz zorlandım! teşekkürler ve de sevgiler...

"Dostluklara mesken bu yürek, aşka değil! sevgilinin gözlerine değil, dostun sözlerine, merhabasına muhtaç bu yürek! merhaba ey dostlar; yürektesiniz."

EV PERİSİ...

01 Aralık 2005

NE KADAR SANALIM?


Sevgili; Nilüfer (fotoğraf dünyası) ve Berrin (en güzel terapi) arkadaşlarımın sobelemesi sonucu bu oyuna ben de dahil olmuş bulunmaktayım. İtiraf etmeliyim ki bu sanal ortamda ilk sobelenişim. Yine itiraf etmeliyim ki; önceleri pek sarmamıştı fakat daha sonra biraz daha incelediğimde; bunun birbirimizi daha iyi tanımak adına hoş olacağını düşündüm! (bugün sanallık oyunu yarın bana elişini söyle sana kim olduğunu söyle yiyeyim oyunu…) gecikmeli de olsa; e hadi bana da kolay gelsin. Dilim döndüğünce yanıtlamaya çalışacağım:
1-Günde ortalama kaç saat internettesiniz?
-İpin ucunu kaçırmamak adına; 2,5-3 saati geçirmemeye çalışıyorum (bütün güne yayarsak fena sayılmaz değil mi arkadaşlar?)
2-Herhangi bir Messenger kullanıyor musunuz?
-Evet; MSN Messenger.
3-Kaç tane E-mail adresiniz var?
-1 adet.
4-Sizinle bütünleşen bir nick name’niniz veya sanal adınız var mı?
-Lise yıllarında; Hügoydu; (kahramanım benim var ya!) daim olan kısaca; Şüko.
5-Internet ortamında tanışıp gerçek hayatta pekişen arkadaşlıklarınız var mı?
-Yok lakin bundan sonra olabilir diye düşünüyorum.
6-Internet’ten alışveriş yapar mısınız?
-Hayır.
7-Ya Internet olmasaydı?
-E güzel soru arkadaşlar! ne mi olurdu?-Siz değerli ve de samimi olduğuna inandığım arkadaşlarımla tanışamaz ve bilgi alışverişinde bulunamazdım.
-Ablamla messenger’dan görüntülü görüşemezdik, ona aldığım şeyleri gösteremezdim, tabi oda bana…
Teşekkür ediyorum arkadaşlar!
Sizleri seviyorum!
Ben de Beyhan’ı (Beyhan'ın hobi sitesi) sobelemek istiyorum (kolay gelsin canım!).