05 Haziran 2006

YOK OLAN ADALET...

Bu iki kavram birbirine zıt olmakla beraber, toplum hayatında gözardı edilmemesi gerekmektedir.
Nedir zulüm? - haksız yere mazlumlara yapılan işkence...
Nedir adalet? - her canlının hakkına riayet edip gözetmek!
Durum bu kadar açıkken niye bazı insanlar halden anlamaz bir tavır sergilerler?
Vijdanlar bu kadar mı köreldi? haksızlığa karşı diller bu kadar mı lal oldu?
Yazık! çok yazık! bazen insan olmaktan esef duyuyorum...
Biraz gecikmeyle de olsa Danıştay saldırısını ve diğer tüm terör saldırılarını şiddetle kınıyor ve yazıma bu zaviyeden ( açıdan ) devam etmek istiyorum!
Zulüm karanlık ve cahiliyetten ibarettir. Bunu kimse inkar edemez!
Tarih bir çok zulüm örnekleriyle doludur. İyi kötü mürekkep yalamış herkes bilir bunları...
Bilir de neden tarihi tekerrür ettirir acaba? (sözüm meclisten dışarı)
Değerli şair ve ozanımız yunus Emre'nin şu sözü derdimi daha iyi anlatır diye düşünüyorum;
İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir,
Sen kendini bilmezsen, daha nice okumaktır!
Önce insan kendini bilmeli haddini bilmeli tabiri caizse! dolayısıyla da haddini aşan şeyler yapmamalı...
Vijdan fakiri insanların hadlerini aştıklarını ve boylarından büyük işlere kalkıştıklarını düşünüyorum ...
Evet ne demiştik; tarih tekerrürden ibaret ne yazık ki kabul etsekte etmesekte...
M.Akif'inde ifade ettiği gibi geçmişten bir nevi ders alınmış olsaydı tarih tekerrür edermiydi hiç? geçmişteki yaşanmışlıklardan ders alınmış olsaydı bugün zalimin zulmüne meydan verilmezdi. Bugün katliam korkusu için de yaşayan masum insanlarımızın tahammülü kalmamış olup hakkın adaletini arıyorlar. O'nlarda elbet birgün haklarını zalimlerden alırlar; "alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste..."
İşte böyle zalimlerin zulümlerinin zararı kendilerine çıkacaktır, kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir. Mazlumların ahı gün gelip çıkacak, hak yerini bulacak Adil olan Allah adaletini gösterecektir!
Geçmişte adalet üzerine kurulmuş osmanlı imparatorluğu himayesinde ki hiçbir yabancı azınlığa zulüm ve haksızlık yapılmazdı; Masum, silahsız, kadın ve çocukların hakkı her zaman gözetilirdi. Diğer milletler gibi masum insanların kanına girilmezdi. Buna misal; Dev Fatih İstanbul'u Bizanslılardan aldığı zaman burada yaşayan masum halka, her türlü ihtiyaçlarında; din, dil hürriyeti tanımıştır. Bunun için Osmanlı İmp. himayesindeki milletler hiçbir zaman ayaklanmamışlar yüksek adalet sahibi Osmanlı'ya sadık kalmışlardır.
Bu konunun sonu daha nereye kadar varır bilemem...
Onun için sözlerimi; M. AKİF'in dörtlüğü ile bitirmek istiyorum ve bir süreliğine ( taşınma nedeniyle) yayınıma ara veriyorum arkadaşlar! ben deniz de sevgili Şennur gibi beni özleyin anacığım diyorum...
"Zalimi alkışlayamam, zulmü asla sevemem,
Gelenin keyfi için geçmişime kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı? boğarım!
Boğamazsın ki; hiç olmazsa yanımdan kovarım."
SEVGİ VE DE MUHABBETLE...