26 Kasım 2006

Çocuk cinsel istismarı ve çocuğu koruma yöntemleri (LÜTFEN OKUYUN!)



Bir yetişkinin, çocuğa cinsel yaklaşımda bulunmasına “cinsel istismar” diyoruz. Konuya öncelikle istismarın kapsamlı biçimde tanımını yaparak başlamayı uygun buluyorum. Cinsel istismarı, sadece cinsel ilişkiye girmek anlamında yorumlamamak gerekir. Çocuk hiçbir şekilde kendisine yapılacak olan cinsel içerikli eylemlerin manasını yorumlayacak durumda değildir. Savunmasızdır. Bu nedenle çocuğa yapılacak her türlü, çocuğu soyunurken gözlemlemek, bunu kaydetmek, öpmek, cinsel içerikli söz söylemek, cinsel organına dokunmak, yetişkinin kendi cinsel organına dokunmasını istemesi, yetişkin cinsel eylemlerinin seyrettirilmesi, kucaklanması… vb. hatta normal gibi gelen bir çok yetişkin davranışı, cinsel istismar kapsamına girmektedir.

Çocuk maalesef ilk önce aile içinde cinsel istismara uğramaktadır. Ve bu toplumda “normal” görünen aile bireyleri, komşuları, kendinden büyük oyun arkadaşları vb. kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Durum böyle olduğunda çocuklar gerçekten çok büyük tehlike altında bulunmaktadırlar. Cinsel istismarın daha ilerisi tecavüzdür. Ve çok küçük yaşlarda gene aile içinde başlamak üzere tecavüze uğrayan çocukların sayısı da az değildir. Bir yetişkin, ergenlik çağındaki genç, bir kadın, bir erkek, aile bireyleri, bir yabancı, aile dostu, komşu, akraba, hatta öz anne baba bile cinsel istismar yapabilmektedir. Tüm bunları düşündüğümüzde, “ÇOCUKLARIMIZI BU TEHLİKEDEN NASIL KORUYACAĞIZ?” sorusu zihinlerimizi kurcalamaya, hatta korkulu rüya haline gelmeye başlamaktadır. Ve siz istismar eden bu kişileri “çoğunlukla” dış görünüşlerinden anlayamazsınız. Peki ne yapacağız? Öncelikle insanları kötüleyerek, çocuğun çevresindeki herkese güvensizlik ve korku geliştirmesini sağlayarak, gözümüzün önünden ayırmayarak, sürekli başına bir şey geleceğinden endişe ederek ya da cinselliği kötü bir şey olarak ilan ederek bu işi başaramayız. Bu çocuğun ilerideki cinsel hayatını ve insanlara, ebeveynlerine olan güvenini olumsuz etkileyecek ve daha olumsuz sonuçlara yol açacaktır.

Temel olarak dikkat edilmesi gereken noktaları şu şekilde özetleyebiliriz:

1.Çocuğunuzun yaşı ne olursa olsun, bebek bile olsa bedeni ona aittir. Çocuk bunu anlayabilmeli ve korumayı öğrenmelidir. Bu nedenle sizin çocuğunuz bile olsa, ona dokunurken dikkat ve özen göstermeli, istemediği zaman ona dokunmamalı, öpmemelisiniz. Başkalarının bunu yapmasına izin vermemelisiniz ve çocuğunuza bu konuda tepki vermeyi öğretmelisiniz. “İstemediğin sürece sana kimse dokunamaz ve öpemez bunun aksi bir şey olduğunu söylemeli ve bize haber vermelisin.” İfadesini çok abartılı olmadan çocuğa benimsetmelisiniz. Çocuk “hayır” demeyi bilmelidir. Özellikle çocuğunuza direk olarak temasta bulunan kişileri bu anlamda takip etmeli ve gerektiğinde uyarmalısınız. Özellikle aile içinde, bakıcılarda, diğer aile bireylerinde, bazen iyi niyetli de olsa bu tarz davranışları sıklıkla gözlemleyebiliriz. Ancak bu çocuğu rahatsız ediyorsa kesinlikle son verilmelidir. Yaşantımızdaki herkese şüpheyle bakacak değiliz elbette. Kabul edilebilir, doğal olan sevgi dokunması ile, istismar arasında elbette fark vardır. Bu farkı duygularımız bize anlatır. Dostça dokunuşlar mutlu eder rahatlatır, ancak taciz dokunmaları kendinizi tuhaf ve kötü hissetmenize neden olur. Dokunmak, sevgiyi göstermek bir ihtiyaçtır ve bu tüm yaşamımız boyunca olacaktır. Ancak özellikle küçük çocukları severken cinsel bölgeye dokunmak benim de rastladığım bir şeydir. Bu konuya hassasiyet göstermek, iyi niyetli de olsa sizin ve çocuğunuzun buna izin vermemesini sağlamak önemlidir.

2.Çocuğunuza istemediği şeyleri ifade edebileceğini, yetişkinlere de hayır diyebileceğini, bundan dolayı suçluluk duymamasını gerektiğini anlatın. Ona doğru gelmeyen şeyleri size iletmesini söyleyin. Çocukların her zaman abartılı söylemleri olabileceğini düşünün ama söylediklerini mutlaka araştırın ve kulak arkası etmeyin. İstemiyorsa birinin onu öpmesi veya sevgi göstermesi için zorlayıcı olmayın.

3.Vücudunda özel bölgeleri olduğunu, doktorlar ve belli özel durumlar dışında kimsenin dokunmaması gerektiğini uygun ve abartısız bir dille anlatmalısınız. Kelimelerinizi özenle seçmelisiniz. Unutmayın ki abartılı tavır ve davranış çocuğunuzun iyice korkmasına neden olacaktır.

4.Cinsel içerikli konuşmaları çok rahatlıkla yapın. Yaşına uygun ve her sorduğunda doğru ve tatmin edici cinsel bilgileri vermelisiniz.

5.Başlarına taciz veya ilerisi gelen çocukların ilk tepkileri genellikle korku, utanma ve saklama yönündedir. Bu durumda tacizci kişinin işini kolaylaştırır. Zaten bunu ailesine söylediğinde neler yapabileceğine ilişkin tehdit edilmektedir çoğu. Bu nedenle cinsel konuları utana sıkıla konuşmayın. Rahat olun. Açık ve net dil kullanın. Çocuk kendini cinsel kimliğini tanımalıdır. Başına geldiğinde de hemen size gelip söyleyebilmelidir. Tacizden dolayı genellikle kendilerini suçlarlar bunun böyle olmadığını anlatın. Sonuçta bu herkesin başına gelebilecek bir şeydir. “İstemediğimiz halde bazen insanlar bizim özel bölgelerimize dokunmak isteyebilirler, böyle bir durum olduğunda bize haber vermelisin.” diyebilirsiniz. Ve böyle bir şey olduğunda rahatlıkla hayır deyip tepki göstermesini, cezalandırılmaktan korkmamasını söyleyin.

6.Unutmayın ki tacizden korunmanın en önemli yolu bilgi sahibi olmaktır. Çocukların çoğu bu konuda bilgisiz olduklarından, korktuklarından, söyleyemediklerinden, cinsel konuları konuşmanın ayıp olduğunu düşündüklerinden uzun zaman tacize maruz kalmakta ve bunu konuşamamaktadırlar. Çocuğunuz ihtiyaç duyduğunda gerekirse uzman yardımı da alarak mutlaka yaşına uygun bilgilendirme yapın.

7.Çocuğunuzda utanma duygusu gelişmeye başladığında, kendini size karşıda saklamaya başladığında onu yıkamak vs. için ısrarcı olmayın.

Çocuğunuzun tacize uğradığını nasıl anlayabilirsiniz?

1.Cinsel bölgelerinde sağlık açısından sorun (kızartı, kaşıntı, ağrı vb.)oluştuysa,
2.Dokunmaya tepki gösteriyorsa,
3.Fiziksel nedenlerle alakalı olmayan karın ağrıları varsa,
4.Huzursuzsa,
5.Gece uykuları bozulduysa,
6.Altını ıslatma başladıysa,
7.Banyo yapma isteği yoğunlaştıysa,
8.Yaşından büyük cinsel davranış ve sözler içindeyse,
9.Mastürbasyon süreklilik kazanıyorsa ve açık hale geldiyse,
10.Cinsel oyunları abartılı oynuyorsa,
11.Evden kaçmayı düşünüyorsa,
12.İntihar eğilimi gösteriyorsa,
13.Yemek düzeninde sorun yaşıyorsa,
14.İçine kapanıp eski şeylerden zevk almıyor arkadaşlarından uzaklaşıyorsa,
15.Huysuzsa, saldırganlık gösteriyorsa,
16.Genel olarak başarısında düşüş varsa,
17.İnsanları düşman gibi görüyorsa,

Mutlaka bir uzmana danışarak durumu araştırın. Tacize uğrayan çocuk kesinlikle yalnız bırakılmamalıdır.

Okullar, okul idareleri de bu konuda çok özenli davranmalıdır. Sınıflara yabancı insanlar veli dahi olsa sokulmamalı, öğretmenler çocuğun özel alanına girecek şekilde davranmamalıdır. Gereksiz temaslar, öpmeler, kucaklamalar vb. konularda hassasiyet gösterilmelidir. Elbette ki öğretmenler sevgi göstereceklerdir. Ama çocuğun birey olduğunu ebeveynler de öğretmenler de unutmamalıdır. Bu konu okul idaresi tarafından takip edilmeli veli ve öğretmenler gerektiğinde eğitime alınmalıdır. Okullarda mutlaka cinsel eğitim verilmelidir. Özellikle büyük çocukların küçükleri tacizi de mümkün olduğundan, mümkün olduğunca büyüklerle küçükler aynı mekanları kullanmamalıdır.

Bakıcılarında aynı şekilde abartılı sevgi gösterilerine, çocukları kendi çocuğu gibi sahiplenmelerine, izin vermeyin ve kontrolü çok daha zor olduğundan bakıcılarla çalışmak yerine okul öncesi eğitim kurumlarını tercih edin.

Unutmayın ki taciz ciddi bir konudur ve bu konuda lütfen uzmanlara danışmaktan çekinmeyin. Maalesef çocuklar ailesinin öz bireyleri tarafından bile tacize uğramaktadırlar. Bunun başınıza gelmeyeceğini düşünmeyin. Uyanık, açık ve tedbirli olun ve çocuğunuza da bunu öğretin. Ancak tüm bunları paranoya derecesine getirmeden, gerektiğinde danışarak, sağduyuyla çözmeye çalışın. Kardeşler arasında bile yaşanabilecek toplumların her kademesinde görülebilen bu olayları ancak bilgi sahibi olarak çözüme ulaştırabiliriz. Aksi takdirde çocuğunuz saklayacak ve belki de siz hiçbir zaman öğrenemeyeceksiniz. Çünkü hiç kimse bu olayı aile bireylerinden birine, yakınlarına, etrafındaki kişilere kondurmak istemez. Çocuğunuz bu anlamda olayı size anlatabilecek yegane kişidir. Onunla iletişiminiz açık olmazsa bu şansınız da kalmaz.

Düşündüğünüzde hemen hemen herkesin büyük çaplı olmasa da ufak tefek, söyleyemediği yıllarca sakladığı bu tarz anıları olmaktadır. Psikoterapiler esnasında bu olaylara sıklıkla rastlamakta farklı nedenlerle bizlere başvuran insanların bu olaylara maruz kaldıklarını öğrenmekteyiz. Bunları konuşalım, çocuklarımızı, aileleri, eğitimcileri bilinçlendirelim ki gizli saklı olmaktan çıksınlar ve bunu yaşayan insanlar bunun kendi suçları olmadığını anlasınlar ve anlatsınlar. Dışarıda savunmasız bir çok çocuk var göstereceğimiz duyarlılıkla onların hepsine el uzatalım…

PSİKOLOJİK DANIŞMAN
DİLEK KIRCAOĞLU SOETAN
KORU ÇOCUK EVİ
KURUCU MÜDÜR
KAYNAK ADRES;www.anneyiz.biz

16 yorum:

Unknown dedi ki...

Sukran saolasin ne guzel paylasmissin bizle.U olau Amerikada igrenc boyutlrada...Turkiye'dedemi yaa?:((

one ben bir sey dedi ki...

Şükrancım,
Çok önemli bir konuya değinmişsin
sevgilerimle

Gamzeli dedi ki...

Teşekkür ederiz canım, bizi bilgilndirdin o bizim aklımızın bir köşesinde bulunsun...Uzun ama mutlaka okumak gerekir bence...

NuR dedi ki...

Sevgili Şükran,
Gene çok önemli bir konuya değinmişsin. Biz annelerin işi çok zor. Paranoya içine düşmeden sürekli tetikte, pür dikkat olunmak gerekiyor. Çocuk yetiştirmek, onun sadece fiziksel ihtiyaçlarını karşılamakla bitmiyor. Daha önce de yazdığım gibi, maalesef değerlerimizden uzaklaştırılıyoruz. Ülkemizde evlatlarını satan ana-babalar, tacizin aile içinde gerçekleştiği aileler hızla artıyor. Yabancılaşma, çok önemli bir kavram... Biz, kültür ve değerlerimize yabancılaşma evresi yaşatılıyoruz ve bunun bir an önce fark edilip, toplum olarak değerlerimize sıkı sıkı sarılmamız gerekiyor. Çok üzgünüm... ne diyebilim
Sevgiyle kal

ev perisi;) dedi ki...

Sevgili Ebru, Gülenay, Candan, Gamzeli ve Şennur çok teşekkür ediyorum destekleriniz için sağolun...
Sevgili Şennur'unda değindiği gibi değerlerimize sıkı sıkıya sarılmamız ve en ufak ters gördüğümüz bir olay karşısında tepkimizi ortaya koymalıyız diye düşünüyorum...
Hepiniz kalın sağlıcakla...

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

sevgili ev perisi ben de ziyaretinize geldim ve çok beğendim.Bu faydalı yazı için de ayrıca teşekkür ederim,alıntılıyabilirim değil mi?
Benim orada duayı nasıl büyütebileceğinizi yazdım.:))
her zaman görüşmek üzere.
Pardon bunu da buraya yazayım, o çinileri siz kendiniz mi yaptınız.hepsi muhteşemdiler.

nimetin.blogspot.com dedi ki...

of içim sıkıldı akşam akşam be

nimet

Adsız dedi ki...

Şükran konuyu paylaştığın için tşk. sevgiler

www.blogcu.com/mutfaksepeti

Damak Tadı dedi ki...

Sevgili Şükran'cığım,
Gece Arena'da bu konuya değindi fakat sonuç yine hep aynı bence.

Sabahın köründe işe giderken bile cd satıcıları bu tür kasetleri satmak için çaba gösteriyorlar.

Bizlerle paylaştığın için teşekkürler canım.Bu mafyaya kimse dur diyemiyor,dense bile başka yerden baş kaldırıyor.Allah tüm çocukları bu tür kötülüklerden korusun.

Mutlu bir hafta diliyorum canım.Sağlıkla kalın.

Tuba dedi ki...

Ev perisi merhaba,
Ben de kova burcuyum. Senin ilgi alanlarin benimkiyle o kadar ortusuyor ki.Yazilarini zevkle okudum ve okumaya da devam edecegim. Sevgi ile.

Adsız dedi ki...

şükran kardeşim yeni yayın hayatına başlayan amca kızını sitene ekler ve lik verirsen vede desteklersen sevinirim
http://nuray26.blogcu.com teşekkürler eder basarılar dilerim

Adsız dedi ki...

şükrancım merhaba kusura bakma san geri dönüşüm biraz geç oldu ama baze blogcu öyle bir kilitleniyor ki geçen hafta kendi bloguma bile hiç girmedim
anım ben şablonumu değiştirirken yaptığım hatalar sonucu birçok şeyi kaybettim.arkadaşlarım dahil.sonra onları yazarken tekrar gözden geçirdim listemde gerçekten aşırı bir kalabalık var.bende kendimce uzun zamandır uğramayan arkadaşları silmiştim,sende o arada silinmişsin galiab.ama beni unutmadığına çok sevindim şimdi seni hemen ekliyorum,teşekkür ederim.sevgilerimle

Adsız dedi ki...

şükran hanım, bir yandan çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda uyarılar yayınlarken öte yandan yazınızı "kırmızı kurdeleyle bir hediye olarak paketlenmiş çıplak çocuk" fotoğrafıyla süsleyerek pedofillere (çocuk sapkınlarına) hizmet ettiğinizin farkında mısınız? kültürümüzde yaygın olarak kullanılan ve bir masumiyet içeren çıplak çocuk, sünnet vs. gibi görüntülerin kamuya açık alanlarda yayınlanması konusunda herkesin çok dikkatli ve duyarlı olması gerekiyor. Çocukları cinsel objelere dönüştüren bu fotoğraflara karşı geleneklerimizi ve alışkanlıklarımızı da değiştirmeliyiz. Lütfen kendinizle ve yazdıklarınızla çelişmeyin.

ev perisi;) dedi ki...

Sevgili ismini açık yüreklilikle belirtme cesaretini gösteremeyen okuyucum!
Öncelikle resmi cinsel içerikli görmeniz tuhafıma gitse de dışarıdan bir göz olduğunuzu düşünerek eleştirinize saygı duyuyor ve resmi değiştiriyorum alınız buyurunuz efendim...
Şunu da belirmeliyim ki; sitemiz sapıkların uğrayacağı bir site değildir davetiye göndermedik hattizatında...
Veeee bir sapık şu an koyduğum resme bile cinsel içerikli gözle bakabilir çünkü adı üstünde sapık!
Bilmem anlatabildim mi sayın isimsiz okuyucum!
İlginize teşekkürler yine bekleriz...

Unknown dedi ki...

Bu gibi önemli bir konuya değindiğiniz için binlerce teşekürler benimde 3.5 yaşında bir kızım var inanın okurken dahi tüylerim diken diken oldu içim yandı tekrar tekrar teşekürler

ev perisi;) dedi ki...

Sevgili Sedocan destek yorumun için teşekkürler...
Kızınızı Allah bağışlasın!
Rabbim tüm yavrularımızı korusun...