25 Aralık 2011

Yağlama (Kayseri yöresi)




Can dostlar!!!

Zaman yine vermedi aman...
Geçtiğimiz yollar da iz bırakır mıyız bilinmez lakin budur sermayemiz, budur gayretimiz, budur serzenişimiz...;)

Ne güzel söylemiş İstiklal marşımızın müellifi , değerli İNSAN!!!

İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece.
Onlar ömür boyu gayret ediyorlar;
Sen ömür boyu hayret ediyorsun!

Hayret etmeyelim, gayret edelim diyorum ve sizlere bugün beynelminel tatlarımızdan ziyadesiyle beğeni alan yağlama ile baş başa bırakıyorum usul, usul ve derinden...

Ev perisi geçen haftalar da ece ile tatlım benim programına katıldı ve bu kez sizlere 2.lik getirdi...

İşte o haftanın 2. gününden bir tarif bu...
Buyurunuz...

Malzemeler:
Hamuru için:
*5 su bardağı un
*1 paket kuru ınstant maya
*1 yemek kaşığı zeytin yağı
*yeteri kadar tuz
*1 çay kaşığı kadar şeker
*aldığı kadar ılık su

İç malzemeleri:*yarım kg kıyma
*2 orta boy kuru soğan
*3-4 diş ezilmiş sarımsak
*1 su bardağı ceviz içi
*2 adet sivir biber
*2 adet kırmızı salçalık biber
*Yarım demet ince kıyılmış maydanoz
*1 çorba kaşığı biber salçası
*1 çorba kaşığı domates salçası
*tuz
*kara biber, kırmızı biber...(Baharat keyfe kederdir, eklemeler yapabilirsiniz...;)

Hazırlanışı: Öncelikle ılık su ile hamur malzemelerimizi bir güzel biraraya getirip ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edip 15- 20 dakika dinlendirmeye bırakalım... Akabinde iç malzemelerimizi sırasıyla; Soğan, biberler, salçalar, ezilmiş sarımsak, tuz , ceviz içi kavrulup 1,5-2 su bardağı su ile pişirilir zira sulu bir karışıma sahip olmalıyız...Son olarakta maydonozlar ilave edilir ve ocağın altı kapatılır...
Dipnot:Soğanlar kavrulurken 1çay kaşığı kadar şeker ilavesi karamelize olayına damgasını vuruyor... Bu da benden siz gönül dostlarıma bir püf noktası;)
Diğer taraftan mayalanmış hamurumuzdan cevizden biraz büyük parçalar koparılıp servis tabağı büyüklüğünde açılır, maksimum 5 kat olucak şekilde; bir hamurdan bir kıymalı harçtan(kepçe yardımıyla, ıslatarak) pasta yapar gibi kat kat hazırlıyoruz en son kıymalı harçla olayı bitiriyoruz...
Servis aşamasında; sarımsaklı yoğurt ve tereyağın da yakılmış nane ve salça ilaveli sosla süsleyip dilimleyerek, mümkünse sıcak ikram ediyoruz...

Not: Hamurumuzdan 10 adet kadar çıkıyor ya hepsini kullanır iki adet beşerli pasta şeklinde hazırlarsınız ya da benim gibi beşli yapıp diğer beşli hamuru dipfirize atıp acil durumlarda iç harcı hazırlayıp kullanırsınız;)

Afiyet olsun zira bu hafta sonu misafirlerim dahil, yarışmada da en çok beğeni alan tarifim di duyurulur...;)))

Muhabbetle...;)

22 Kasım 2011

Lokumlu kurabiye ...;)Turkish delight ♥

Mazi kalbimde yaradır... söz söylesem; söz ustası beni aratır...;)
Kalpler her dem rikkatli ve ateşperver olmalı diye düşünüyorum... Zira taşıdığımız kalp ise eğer...
Umursamalı her zerreyi deli gibi ve de fer gibi...
kaale almalı her mefhumu, özenmeli her işe...
İş ki nihayetlendiğinde bal tadında bir rahiya bıraksın gönüllere ve de sinelere...

veeee keşke dememek için...

“Keşke”nin panzehiri “İyi ki”dir.
İlki ne kadar pısırıksa, ikincisi o denli yiğittir.
“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden… Esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…
“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.
“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, “iyi ki”lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar...

İyi ki yapabilmişim diyebilenlerden olmak ümidiyle...♥♥♥




Turkish delight...

Lokum bizler için bir ritüel tatlıdır asırlardır...
Türk kahvemizin keyfi onsuz çıkmaz...
Mevlütlerimiz onsuz aslaaa olmaz...
Öyle ki yapmış olduğumuz et yemeklerinde teşbih olarak bile onun adı zikredilir temsil misal; ette lokum gibi pişmiş arkadaş;) gibi...






olarak bile onun adı zikredilir temsil misal; ette lokum gibi pişmiş arkadaş;) gibi...

Hal böyle olunca bendeniz 7 yıllık yemek bloğuma farkettim ki hiç lokumlu tarif koymamışım zaman bu zaman deyip sıvadım kolları veee yapınca hiç pişman olmıyacağınız bir tarifi sundum sizlere...

Malzemeler:

*250 gr. tereyağı
*1 çay bardağı sıvı yağ
*1 yumurta sarısı
*1 su bardağı pudra şekeri
*1 paket kakaolu yahut sade krem şanti
*5 su bardağı un
*1 paket kabartma tozu
*1 paket vanilya
*Sade lokum(ortadan ikiye bölerek kullanabiliriz)
*Arzuya göre üzeri için pudra şekeri

Hazırlanışı:Oda ısısında bırakmış olduğumuz tereyağımızı ve sıvı yağımızı bir kaba alalım; krem şanti ve pudra şekeri eşliğinde krema kıvamına getirelim ardından yumurta sarımızı ekleyip tekrar yoğuralım. Un, kabartma tozu ve vanilya ilavesi yapalım;elimize yapışmayacak hale geldiğinde lokuma orantılı parçalar koparıp elde açalım içine sade lokumumuzu itinayla yerleştirip yağlanmış tepsiye dizelim veee önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında un kurabiyesi tarzında pişirelim.

Sıcak bir türk kahvesi ve eşsiz bir dost muhabbetiyle ikram hazzını yaşayalım vesselam...;)





Gelelim süpriz salatamıza...
Zira konu lokumlu kurabiyeydi şimdi nerden çıktı bu salata da demeyelim;; şirketten efendim şirketten...;)))




Bu salata çok konuşulacak zira yedikçe yiyesim geliyor mülahazası bu tür tatlardan ortaya çıkıyor...

Az kelam çok iş deyip tarife geçmeli...

Malzemeler:
*1 Paket kus kus makarna
*1 bağ dere otu
*3-4 adet kırmızı salçalık biber
*5-6 adet yeşil soğan
*Haşlanmış mısır
*Kornişon turşu
*Zeytin yağı
*Nar ekşisi
*tuz

Hazırlanışı: Makarnamız tuz , zeytin yağı ile haşlanır ve soğumaya bırakılır ardından tüm malzemeler doğranır ve soğuyan kuskusumuza ilave edilir sırasıyla; tuz, nar ekşisi(ekşi severler biraz da limon suyu ilave edebilir) ve zeytin yağı ilave edilir ve bir güzel karıştırılır...

Tuzlu hamur işlerimizin yanına oya gibi işlenir vesselam...

Muhabbetle dostlar...;)

31 Ekim 2011

Milföylü tatlı...;)




Sarı gazeller ayaklarımın altında çıtırdarken an be an; gülüşün gelir aklıma her zaman, bırakır gider mi has olan? sende mi vefa bende mi vefa? olduğu kadar be!!! hoş gel yanıma sefa...;)

Zamanın deruhte ettiği yollarda kimi zaman koşmaca, kimi zaman mola...

Hayat bu!!! bir yıl 40 saniye idrak edene...

Sancılı günler, hüzünlü dünler, umutlu yarınlar diyelim ve geçelim tarife inceden...;)

Muhabbet gönlümün dostları!! bilirim havalar yorgun, havalar bitkin ruhunu yansıttı ruhlara lakin beni bu güzel havalar mahvetti diyen Orhan veli ruhuyla toparlanmalı gelmeli sadete...

Malzemeler az olsun, öz olsun, uğraştırmasın pratik olsun, hemen misafir önüne çıksın diyenler blog başına buyursun...;)

Malzemeler:
Hamuru için;
*1 paket milföy hamuru
*yapıştırmak için yumurta akı
Kreması için;
*yarım l.t süt
*yarım su bardağı un
*yarım paket 125 gr tere yağı yahut margarin
*2 yumurta
*1 paket vanilya
*1 çimdik tuz
sosu için;
*Herhangi bir meyve özü( ben bahardan hazırlamış olduğum çilek püresini kullandım)

Hazırlanışı;2 adet milföy alalım birini bir boy bardakla şekillendirelim diğerini de bir boy küçük bardakla şekillendirdikten sonra ortası delik halde yumurta akıyla yapıştıralım... içine; süt, un, yağ ve şekerden müteşekkil hazırlamış olduğumuz kremayı( malzemeler her biri tencerede buluşur ve pişirilir ocaktan aldıktan sonra yağ ve yumurta hızla mikserle çırpılarak kremaya yedirilir ve ılıtılır)koyalım ve son olarakta nişasta, şeker ve suyla kıvam verilen sosumuzu (hazır soslardan da kullanabilirsiniz) da dökelim... nane yaprağımızı ambiyansa dahil edelim ve ikrama gönderelim...;)

Afiyet olsun hüzün gönlümün nadide dostları...;)

03 Ekim 2011

Vişneli tatlı...;)



Sonbahar mı hüzüne gebe? Hüzün müdür sonbaharı hisli kılan...

Hisler aynasında dolaşırken an be an, kurulur gönül tahtına tahterevan..;)

Yol almak için çıkılır ya hani!!! Güzergahta dostlarla çay muhabbeti... Samimiyet, paylaşım ve de ilgi; ilaç gibi gelir kalmaz fendi...;))

Ruhun açılımı bu olsa gerek...

Hazır ruhumu açmışken sevgili muhabbet gönlümün nadide dostları!!! Geliniz aş edelim, pişirelim, sunalım; hayatımız lezzetlensin, aş bahane olsun, hem midemiz hem gönlümüz doysun...;)

Vişneli tatlımızın malzemeleri:

*1 su bardağı süt
*1 su bardağı irmik
*1 adet yumurta
*kabartma tozu
*1 çorba kaşığı şeker
*1 su bardağı
*yarım çay bardağı mavi haşhaş
*yarım k.g tuzsuz lor.

kreması için;

*1 lt. süt
*5 yemek kaşığı şeker
*5 yemek kaşığı un
*1 tatlı kaşığı tuzsuz tere yağı
*vanilya veya damla sakızı( ikisi de çok yakışıyor)
*süslemek için dondurulmuş vişne taneleri...;)

Şerbeti;

*500 gr. şeker (yaklaşık 3 su bardağı yapıyor)
*3,5 su bardağı şeker (ben buçuk yapıyorumki buharlaşma paYı bırakıyorum şerbette;)
*Bir kaç damla limon suyu

HAZIRLANIŞI1.:Önce şerbeti kaynatalım ve soğumaya bırakalım...

2.Yumurta, şeker ve süt çırpılır akabinde irmik,lor, kabartma tozu, vişnelerimiz ve haşhaşımız ilave edilir ve önceden ısıtılımış 180 derecelik fırına gönderilir...;)

3. fırından çıkan tatlımız şerbetle buluşturulur...

4.süt, şeker ve un pişirilir içine kaynamaya yakın; Tereyağı, damla sakızı ilave edilir ( bir çimdikte tuz denge için) ve mikserle yoğun çırpılıp tatlımızın üzerine boca edilir... üzeri süslenen tatlımız görücüye ve lezzete hazırdır efendim afiyet olsun...;)
muhabbetle...

14 Ağustos 2011

GRANÜL KAHVELİ MUFFİN...;)




Selam gönül dostlarım! Hepinize ayrı ve içten Hayırlı Ramazanlar olsun dileklerimi iletiyorum...
Gerçi Ramazan ayını da yarıladık ama geç olsun güç olmasın babından mini bir paylaşım...;)

Buyurunuz efendim...

Malzemeler;

♥3 adet yumurta
♥1 su bardağı toz şeker
♥1 su bardağı sıcak süt
♥1 su bardağı sıvıyağ
♥2,5 su bardağı un ( kıvam akışkan olucak...Az yada çok gelirse; kıvamı baz alınız... Teşekkürler )
♥6 tatlı kaşığı granül kahve
♥1 paket kabartma tozu
♥1 paket vanilya
♥1 yemek kaşığı kakao

Hazırlanışı;

Sıcak sütün içine kahveyi ekleyip karıştırın, soğuması için bekletin.
Derin bir kaba yumurta ve toz şekeri alıp köpürene dek çırpın.
Sıvıyağ ve kahveli sütü ilave edip çırpmaya devam edin.
Un, kabartma tozu, kakao, vanilyayı ekleyip kaşıkla birkaç kez karıştırın...

Kağıt yahut metal topkek kalıplarımızı yağlayın ve hamurumuzu her birine itinayla paylaştırın (her biri üzerinde 1 parmak boşluk olmasına dikkat etmekte fayda var)

180 derecelik fırında 15- 20 dakika kadar pişirin...♥




Etrafa mis gibi yayılan granül kahve kokusu komşuları başınıza toplamaya yeterli olucaktır...;)

Hazır muffin kıvamında ve lezzetinde... kesinlikle en kısa zamanda denemelisiniz...;)

Afiyet olsun...

Muhabbetle...♥

17 Haziran 2011

Nişastalı, limonlu, yazlık kek...;)



Muhabbet gönlümün nadide dostları!!!

Ev perisi, evini terkeylemeden önce sizlerle; yani denemiş olduğu, tam yazlık diyebileceğimiz bir kek tarifini paylaşmak istiyor kabul buyurunuz lütfen...;)

Yazın çardak altı muhabbetlerinize bir güneş gibi doğacak olan bu keki denemenizi ve sevdiklerinizle doyumsuz saatlere katık etmenizi sevgiyle tavsiye ederim...

Malzemeler;

*1 kutu nişasta (200 gr. oluyor sanırım)
*3 adet oda ısısında yumurta
*1 su bardağı şeker
*1 adet limon kabuğu rendesi
*yarım limonun suyu
*1 su bardağından 2 parmak eksik sıvı yağ
*kabartma tozu

Hazırlanışı;Bir adet kek çıprma kabı alınır ve yumurtalar itinayla kırılır akabinde şeker ilave edilir ve her zaman olduğu gibi yumurta ve şeker ikilisi bir güzel köpürtülür sonrasında sıvı yağ ve limon suyu tekrar çırpma işlemi... Nişastamızın kabartma tozu ile birlikte boca edilip limon kabuğuyla buluştuktan sonraki harmanlama ve pürüzsüs bir boza kıvamına gelinceye kadar çırpılması...;)

İşlem tamam olduktan sonra yağlanmış, unlanmış kek kalıbına dökülüp önceden ısıtılmış 175 dercelik fırında yaklaşık 30-35 dakika pişirİlmesi ( fırın kapağını sakın açmayıNNN !!!)

Dipnot: kekimizin hamuru biraz likit olucaktır paniğe gerek yok zira sonuç mükemmel!!!;)

Servis;Şık bir kek servis tabağında limon ve nane muhteşem ikilisiyle süsleme ve sunum...;)

Not: Sevgili muhabbet gönlümün nadide dostları müsadeniz olursa şayet bu tarifimi lokalimizin asil müdüresi Filiz hanıma armağan ediyorummmm...

Malum bugün okullar tatil!!!
Başta emektar öğremenlerimize, öğrencilerimize vede cefakar velilerimize;
Tail öncesi gönül bahçemden derlemiş olduğum tüm mehasinleri sunar ve sevdiklerinizle huzurlu, DOLU DOLU günler dilerim...;)

Postumuzu bugün özelliklede çocuklarımıza kulağa küpe babından bir paylaşımla nihayetlendirmek isterim...

ANI YAŞAYIN ÇOCUKLAR!!!;)

Henüz vakit varken tomurcuklarını topla.
Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek,
Yarın ölüp yok olabiliyor..ANI KAVRAYIN..
Hepimiz solucan yemi olacağız arkadaşlar.!
BUNA İSTER İNANIN, İSTER İNANMAYIN..
Her birimiz bir gün nefes almayı kesecek ve öleceğiz.
Şimdi öne doğru bir adım atın. Ve geçmişten gelen yüzleri inceleyin.
Onlara daha önce ciddi olarak bakmadınız.
Sizden pek farklı değiller. Aynı saç modeli,
Tıpkı sizler gibi hormonlara sahipler.
SİZLER GİBİ YENİLMEZ HİSSEDİYORLAR.!
Dünya onlar için bir istiridye.
Çok büyük şeyler başaracaklarına inanıyorlar.
Sizler gibi gözleri umutla dolu.
Peki yapabileceklerini yapmak için yaşamaya acaba çok geç mi başladılar.?
Çünkü bu oğlanlar çiçeklere gübre oldu.
Ama eğer dikkatle dinlerseniz size fısıldadıklarını duyarsınız.
Yaklaşın..Dinleyin.! Duyuyor musunuz.?
ANI YAŞAYIN ÇOCUKLAR..
HAYATINIZI OLAĞANDIŞI YAPIN..!
-N.H.Kleinbaum-

MUHABBETLE...;)

14 Haziran 2011

Meyve soslu, şantili, bisküvilii tatlı ( seher yeli...;)



Canınız tatlı mı çekti? lakin vaktiniz mi yok...İşte kısa zamanda yapıp afiyetle yiyebilceğiniz bir tatlı...
Tarif için sevgili komşum Seher'e teşekkürler...;)
Bundandır sebep tatlımızın adını seher yeli koymak istedim...;)

Malzemeler;

*1 paket petibör bisküvi(kakaolu yahut sade tercih size kalmış;)
*1 paket krem şanti
*1 paket meyveli sos
*1 su bardağı süt
*Yarım kg. kadar taze çilek
*Bisküvileri ıslatmak için yeterli miktarda süt...
*veee bu tarz tatlılarımızın olmazsa olmazı süsleme bitkisi NANE!!!;)

Hazırlanışı; Öncelikle soğut sütümüzle krem şantimizi hazırlıyalım akabinde cam bir tepsiye petibör bisküvilerimizi süt ile ıslatıp dizelim ve üzerine krem şantiyi itinayla yayalım ve bu hal, bir sıra ıslatılmış petibör, bir sıra krem şanti şeklinde nihayetlensin lütfen...;)Temizlenmiş ve ince kesilmiş çileklerimiz en üste döşenir...Son olarakta 1 paket meyveli sosumuz hazırlanıp üzerine dökülür ve soğuması için buzdolabına gönderilir...;)

Henüz havalar ısınmamış olsada bizler en azından bu tarz tatlıları tüketerek yaz havasına girelim ha ne dersiniz?...;))

Postumuzu CARVANTES'iN ölümsüz eseri DONKİŞOT'TAN bir replikle bitirelim...

Hayatım bir anlam kazansın istedim, yatakta can vermek istemedim ve bu ateşten gömleği ben gönüllü giydim.
Gerçek hayatı kazanmanın, ten sevdasından geçmekle olacağını kimseye anlatamadım.

Kutsallarım çiğnenmiş, bencillik almış yürümüş; başkaları için yaşamak unutulmuş ve duyarlılık sinelerden kovulmuş, hal böyleyken ben nasıl çıldırmayayım Rosinante?

Koş Rosinante! Fethedilecek daha çok kale var, koş!

Muhabbetle...

08 Haziran 2011

Panna cotta...;)



Önce görsel şölen; sonrasında içgüdüsel şölene eşlik...;)
Yarınlar güzel olacak...
Yarınlarda yeni paylaşımlar hayatımıza tat katacak...
Beni izlemeye devam edin dostlar...;)

İşte beklenen TARİF!!!
ARİF olana tarif ne gerek diyenler...Tarifi benden, tarzınızı ve yorumunuzu katmak sizden...;)
İtalyan pudingi olarakta bilinen zat-ı şahaneleri malzemeleriyle karşınızda arz-ı endam etmekte...;)

MALZEMELER;

*Yarım çay bardağı süt
*1 tatlı kaşığı toz jelatin(aktarlarda bulabilirsiniz)
*1 paket krema
*3 yemek kaşığı pudra şekeri
* 1 paket vanilya

HAZIRLANIŞI;

Küçük bir kapta süte jelatini ekleyerek eritelim akabinde kremamızı bir süt tenceresinde şeker ile kaynatalım, kaynama sonrası erittiğimiz jelatini şekerli kremamızla buluşturalım son olarakta vanilyamızı ekleyelim ki aroması baskın karakter olsun...;)))

Pişirdiğimiz pratik İtalyan tatlımızı suyla ıslatmış olduğumuz şekilli cam kaselere koyalım ve donması için kendisini buzdolabına gönderelim...

Veee sunum!!!

Donan panna cotta'larımızı servis tabağımıza ters çevirelim ve arzu ettiğimiz bir sos, meyve parçacıkları eşliğinde gurme gönüllere ifşa edelim ne dersiniz?;)

Not: Bendeniz aslında yazdan hazırlamış olduğum kırmızı erik sosumu kullanıyorum...
Hazırlanışı gayet basit...
Şeker ve ayıklanmış eriklerimi bir güzel kaynattım ve mini pet şişelere koyup dipfrizimde sakladım gerektiğinde çıkarıp, erimeye yakın pasta ve bu tarz tatlılarımda kullanıyorum ve çooooook rahat ediyorum...;)

Zaman zaman ise hemde bu zaman ise; hazır paket alıp pişridiğim böğürtlen sosumu kullandım...;)

Afiyet, bal, şeker...;)
Sevgi nizaya beş çeker sloganımızla aranızdan yeni bir tarifimize kadar ayrılıyoruuummm...;)

muhabbetle...

22 Mayıs 2011

Tarçınlı, cevizli kurabiye...;)



Yoğun istek üzerine yine yeni yeniden Tarçınlı boncuklar tarifimiz gündemde...
Tarifimize burdan ulaşabilirsiniz...;)
Kolay gelsin...;)
muhabbetle...

10 Mayıs 2011

KATMER;)



Gaziantep'li muhabbet gönüllüsü dostlara selam olsun yine yeni yeniden zira pek mühim bir lezzetle tanışmama vesile oldu kendileri...
Böyle bir lezzet ne görüldü ne duyuldu...
BENCE EFSANE OLARAK DİLLERDE ADI VE TADI PELESENK KALDI...;)

Can dostlarım!!!
Gezi programlarının müdavimi olan bendeniz yine bir hafta sonu ve yine bir gezi programının içine düşmüş seyran ederken, nicedir denemek istediğim bir lezetle karşı karşıya gelme şerefine nail oldum...

Oleeeeeeey nidalarıyla çöl ortasında serap görmüş bir bedevinin, gördüğünün serap değilde gerçek olduğunda ki tarifi mümkün olmayan sürurunu yaşadım ve kolları sıvadım işe koyuldum...eee tabiki de öncelikle malzeme gerekliydi; bende gittim ve gereken elzem malzemeleri tedarik ettim...

Programda yufka şahsen bizzat elde ve ince açılmıştı lakin bendeniz pratik olsun istedim ve zat-ı şahanelerini hazır yufka ile denemek ve sizlere sonucu bildirmek istedim...
Sonuç tam istediğim gibiydi yani mikemmel ötesi...;)

İşte tarif...

Malzemeler:
*1 adet yufka
*200 gr. kaymak
* kızartmak için tereyağı(250 gr. kadar)
Şerbeti için:
2 su bardağı su
* 1,5 su bardağı şeker
süslemek için;
*Antep fıstığı
*Pudra şekeri

HAZIRLANIŞI:
Şerbet kaynatılır ve soğumaya bırakılır akabinde yufka açılır içine süt kaymağı itinayla döşenir ve dörde katlanarak kızdırılmış tereyağı deryasında kızartılarak servis tabağına alınır üzerine soğumuş şerbetimiz, pudra şekerimiz ve antep fıstığımız ilave edilir, dilimlenir ve ağız sululuğu yapan ifadelere arz-ı endam ettirilir...;)

Vay efendim Gazinatep'e gidemedik, yiyemedik, canımız çekti demeyin deneyin sonucu görün...;)

Afiyet verilen bedenlere, bal olsun...

MUHABBETLE...;)

01 Mart 2011

Kozalak şöleni...;)




Selam dostlar!

Uzun bir süredir bloklarımıza giremiyoruz malumunuz vechile...
Bazı ağ bağlantılarından bağlanırken bazılarından bağlanamıyoruz bendenizde gitmiş olduğum kurslarımın bilgisayar salonundan sizlere ulaşmak istedim...
En azından merakla beklenen kozalak şöleni bağlantımızın tarifini verelim değil mi ama?;)
Buyurunuz efendim...

Malzemeler:

*1 paket 250 gr.lık mısır gevreği
*7 adet metro çikolata
*Yarım paket kadar margarin yahut tereyağı
*Yağlı kağıt
*Büyük boy limon sıkacağı

Hazırlanışı:

Bir adet süt tenceresi alınır içine katı yağımız ve metrolarımız ilave edilir ve orta ateşte eritilir akabinde derince bir kaba mısır gevreklerimiz dökülür ve eritmiş olduğumuz yağlı ve çikolatalı karışımla buluşturulur...
Ara vermeden büyük boyda limon sıkacağı alınır ve arka tarafına (limon sıkılan yerin hemen altına ) karışımımızdan koyulur ve şekil verilerek çıkarılır: yağlı kağıt üzerine dizilir ve soğumaya bırakılır, soğuyan kozalaklarımız kahve yahut çay eşliğinde sunuma hazır hale getirilir...

Gözlere şenlik şık bir sunumla; kahve yahut çay keyiflerinizi şenlendirmek isterseniz şayet deneyin isterim...;)

AFİYET, BAL, ŞEKER... MUHABBET GÖNLÜMÜN KOZALAKLARI...;)))

24 Şubat 2011

KALBURA BASTI...;)



Muhabbet gönlümün, ruhuma serenad yapan dostları!!!
Ev perisi sizler için ilk kez bir yarışmaya katıldı veeee bir madalya aldı...;)
İç anadolu yöresel yemekler; tatlı kategorisinde 3. cülük...

Fırsatlar; kişi hazır olursa gelirmiş...(Nuran hocamın kulakları çınlasın, kendisi Ebru hocam olur...;)
Sanırım gün bugündü ve o günde; tüm geçmiş bereketli günlerin vefası, emeği, coşkusu ve de gönül sızısı her biri ayrı kategoride lakin bu sefer YÜREKTE yaşandı...;)

Bu ödülü almamda; yüreğiyle emeği geçen, öncelikle siz değerli yemek gönüllüsü dostlarıma akabinde de aileme sonsuz teşekkürler...;)
Ayrıca değerli jüri üylerimiz; Ankara aşçılar fedarasyonundan iki uzman aşçı,3 değerli dernek başkanımız ve televizyonların samimi ve sıcak yüzü; Elif Kormazel'e; gurmeliklerinden ve puanlarından dolayı müteşekkir olduğumuzu da belirtelim...;)



Konya Aksaray'da kalbura bastı, Sivas'ta kalbura bastı ve Eskişehir'de cevizli tatlı ismiyle; NâM-I yürüyen İşte o tarif!!!;)))

Kalbura bastı malzemeler;
*250 gr. tereyağı yahut margarin(oda ısısı)
*1 çorba kaşığı yoğurt
*1 çorba kaşığı zeytin yağı
*3,5 su bardağı un
*1 adet yumurta
*1 paket kabartma tozu
*1 paket vanilya
*1 çimdik tuz

içi için;1,5 su bardağı Ceviz içi,1 çay kaşığı tarçın,1 kahve kaşığı(silme) tereyağı.

Şerbeti;
*4 su bardağı şeker
*4,5 su bardağı su(kaynarken her zaman buharlaşma payı verdiğim buçuk;)
*1/4 limon suyu
Kaynatalım ve yoğunlaşmaya yakın limon suyumuzu ilave edelim, bir kenara soğuması için bırakalım...;)

HAZIRLANIŞI;Öncelikle; oda ısısındaki yağımızı ve unumuzu bir güzel birbiriyle kaynaştıralım akabinde yumurta, yoğurt, zeytin yağı, vanilya, kabartma tozumuzuda ilave edip bir güzel kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edelim...
Bir kenarda ve bir tavada, fındık kadar tereyağımızda ,ceviz içimizi aromalandıralım , ocaktan alalım içine 1 çay kaşığı kadar tarçınımızı ilave edelim ki aroma tavan yapsın...;)))

10 dakika nemli bez örterek dinlendirdiğimiz hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elimizle açalım, içine cevizli harcımızdan ilave edelim ve bir rende aparatından yardım alarak şekillendirelim (ben rendemin üzerinde parça hamurlarımı açtım ve içine malzememi koydum ve kapatırken hafif bastırarak şekil verdirdim)

Yağlanmış tepsimize, hamurcuklarımızı sıra sıra midyeler misüllü dizelim ve önceden ısıtılmış fırınımızda 20-25 dakika pişirelim hatta pişmeye yakın fırınımızın ayarını 200 dereceye çıkaralım ve tatlı adaylarımızın üzerilerinin kızarmasını sağlayalım.

Pişen tatlılarımızı soğuk şerbetle derin bir kapta buluşturalım ki şerbetini iyice çeksin ve üzerileri kuru kuru kalmasın...(işte püf noktası!!!;)
Ara ara alt üst ettiğimiz neffis iç anadolu yöresi tatlımız kalbura bastı damağınıza lâyık bir konumda emrinize amâdedir efendim...;)

Afiyet, bal, şeker...
muhabbetle...

10 Şubat 2011

ÇITIR KURABİYE...;)




Sefalara doğru çıkılan yolculuklarda, inci toplamayı adet edinmiş, Zamanı; kıymeti ölçüsünde kullanan değerli zamanperest dostlarıma iltifaten sunulur...;)

Malzemeler;

*3 yumurta
*yarım paket tereyağı yahut margarin
*1 su bardağı toz şeker
*1 paket vanilya
*1 paket kabartma tozu
*Ele yapışmayacak kıvama gelinceye kadar mısır nişastası

Üzeri için;
*Nutella
*Mısır gevreği

HAZIRLANIŞI;Derince bir kabın içerisine yumurtamız, yağımız ve şekerimiz alınır ve mikser yardımı ile şekerimiz eriyinceye kadar çırpılır ardından mısır nişastamız,kabartma tozumuz , vanilyamız karışıma ilave edilir, taaaaaki ele yapışmayacak kıymette bir hamur elde edilsin...;)
Elde edilen hamurumuz bir merdane yardımıyla ve çok ince olmayacak bir ölçüde açılır ve istenilen şekilde(bardakla yahut kalıp yardımı ile) kesilir ve yağlı kağıt koyduğumuz tepsiye dizilir.175 derecelik, önceden ısıtılmış fırında 25-30 dakika pişirilir.
Pişen vede oda ısısına gelen kurabişlerimiz nutella ile kaplanıp üzerine mısır gevreği ilavesiyle şenlendirilirse, şenlendirme kategorisinde, sanırım bu tarifimizle Hüsnü'ye fark atarız...;)))
Tarifimiz için Kurs arkadaşımız Emine'ye çok teşekkürler...;)

Beş çaylarında, efsunlu sohbetlerde hemhal olan dizelerde;lezzet molası...;)

Muhabbetle...

30 Ocak 2011

Mavi haşhaşlı, şerbetli tatlı...;)



EfendiiiiiiiiiiiM!
2010 yılının en gözde tatlılarından olan mavi haşhaşlıyı denemek bugüne kısmetmiş...;)
Dedim bir de ev perisi usuluyle olsun...;)
Sıvadım kolları girdim mutfağıma...
Kattım yorumumu lezzete ek olarak, sizler yorumlayın diye...
Hadi sizlerin kalemine; bendenizin de ellerime sağlık olsun...;)

Malzemeler;
*3 adet yumurta
*3 yemek kaşığı yoğurt
*4 Türk kahvesi fincanı şeker
*6 Türk kahvesi fincanı un
*1 paket kabartma tozu
*1 paket vanilya
*1 adet limon rendesi
*2 Türk kahvesi fincanı mavi haşhaş(arzuya göre miktar arttırılabilir...;)

Şerbeti;
*15 fincan su
*10 fincan şeker
*yarım limon suyu(kaynamaya yakın)



Hazırlanışı;1.Aşama;Arkadaşlar öncelikle şerbetimizi kaynatıp bir kenara alalım ki soğusun zira şerbetimiz soğuk tatlımız sıcak olursa daha garantili bir sonuç elde edilir...;)

2.Aşama;Oda ısısındaki yumurtalarımız şekerle bir güzel çırpılır akabinde yine oda ısısındaki yoğurdumuz ilave edilir tekrar çırpılır son olarak unumuz, kabartma tozumuz,mavi haşhaşımız ve vanilyamız ilave edilir ve tekrar çırpılır işleM tamam...;)

*180 dercelik, önceden ısıtılmış fırında 35-40 dakika pişirilir ve şerbetle buluşturulur...;)

* Üzeri için;
1 su bardağı soğuk süt ve 1 paket krem şanti çırpılır içine 2 yemek kaşığı labne peyniri ilave edilir ve takrar çırpılır veee tezyin malzememiz müzeyyen olmaya hazır ve de nazır...;) tabi letaifiyle hikayeye renk katacak olan nane yapraklarını da unutmayalım lütfen...;)

Bir fincanlık hatırı olanlarla, acıyı tatlıya katık ederek, lezzete yolculuk diliyorum meşakkatsiz vede huzurla...;)

Afiyet olsun...;)

Çok hoşuma giden bir anektodu tatlıyla güzel gider düşüncesiyle paylaşmak istedim kabul buyurunuz lütfen...;)

Bir bilgeye sormuşlar:

"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?
"Terzimi severim,..." diye cevap vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar:
"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim
oluyor?
O da nereden çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş:
"Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde,
benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim
hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle
görürler.;)

Muhabbetle...

09 Ocak 2011

Zeytin ezmeli çörek...;)



Ben bu mayalı hamuru bir türlü tutturamıyorum, olmuyor diyen dostlarıma...
Artık tutacak!
Artık olacak!
O sıkıntılı, hüzünlü günler geride kaldı...;)
Zira vardır bir püfü onuda verir fifi...;)))



Malzemeler;
*2 bardak ılık süt
*1 su bardağı sıvı yağ
*1 paket yaş maya
*1 tatlı kaşığı şeker
*1 tatlı kaşığı tuz
*1 adet yumurta
*aldığı kadar un

üzeri için;
*susam, çörek otu
*yumurta sarısı;)

İç malzemesi;
zeytin ezmesi



Hazırlanışı;
Göz kararı unumuzu derince kabın içerisine koyup ortasını açalım sırasıyla önce yaş mayayı ve ılık sütü buluşturalım ve eriyinceye kadar harmanlayalım sonrasında yumurta, sıvı, yağ, şeker ve tuz ilavesiyle önce ortayı sonra kenardan unumuzu da alarak harmanlama işlemine devam edelim, ele yapışmayacak şekle gelene kadar un ilavesi ile bir güzel yoğuralım. Yoğurulan hamurumuzun üzeri nemli bezle örtülüp 1 saat mayalandırılır.1 saatin sonunda mayalanan hamurumuz sıvı yağ ve el yardımıyla şekilde görüldüğü üzere açılır ve içine zeytin ezmesi sürülür akabinde rulo yapılır ve yağlanmış tepsiye dizilir tabii üzeri için yumurta sarısı ve susamı da unutmayalım.;)
1 saat kadar da tepside(işte buda püfü;) mayalandıracağımız hamurumuz artık fırına girmeye aday haline gelmiştir kolay gelsin...;)

Hamur işlerinin vazgeçilmezi, sofraların nazlı gülü mayalı poğoça karşınızda arz-ı endam etmekte...
Afiyet, bal, şeker...
muhabbetle...